Bu Blogda Ara

18 Mart 2012 Pazar

NEVŞEHİR - UÇHİSAR BELEDİYESİ KORUMA PLANLAMASI ÇALIŞMALARI (2)


NEVŞEHİR - UÇHİSAR BELEDİYESİ KORUMA PLANLAMASI ÇALIŞMALARI (2)


BÖLÜM II

KENTSEL, DOĞAL ve TARİHİ SİT ALANLARINDA MİMARİ VE ÇEVRESEL SAPTAMA ÇALIŞMALARI

Bu çalışma, Ağustos - Aralık 2006 tarihleri arasında UTTA Planlama, Danışmanlık Ltd. ve Tekaral İnşaat Ltd. işbirliğinde,  Uçhisar Belediyesi için hazırlanan "Uçhisar Koruma Amaçlı İmar Planı Ön Araştırmaları" Raporun 2. Bölümdür. 

Arazi Çalışma Ekibi; Yük. Mim. Restorasyon Uzmanı A. Fuat Tek, Doç. Dr. Mehmet Tunçer, Mimar Burcu Tek, Mimar Tansu Timuçin, Şehir Plancısı Arzu Nur Bulut ve Şehir Plancısı Makbule İlçan'dan oluşmaktadır. Bu araştırma raporu,  Mehmet Tunçer ve A. Fuat Tek tarafından hazırlanmıştır. Bu çalışmada desteklerini esirgemeyen Uçhisar Belediye Başkanı Mustafa Zühal'e teşekkür ederiz.

II.1. Uçhisar Topoğrafik ve Jeolojik Yapısı

Depremlerin yapılar üzerinde yol açtığı hasarların büyük ölçüde yapının üzerinde yer aldığı zeminin fiziksel özellikleri (yerel zemin koşulları) ile bağlantılıdır.
Bölgede asit plütonik kayaçlar tarafından oluşturulan Paleosen yaşlı Baranadağ Plütonu ile onu transgresif olarak üzerleyen ve paletli biyomikrit’ten oluşan Arzılar Kireçtaşının Alt-Orta Eosen zaman aralığında çökeldiği belirlenmiştir.

Oligosen birimleri üzerinde belirgin bir uyumsuzlukla yer alan ve başlıca dokuz üyeden oluşan Ürgüp Formasyonu’nun bölgede Üst Miyosen de başlayıp Pilyosen sonuna dek aralıklı olarak devam eden volkanik etkinliğin ürünleri olduğu bilinmektedir. Bölgenin Eosen Dönemi sonunda etkili olan kıvrımlanma türünden bir deformasyon geçirdiği ortaya konmuştur. Pliyosen ve Kuvaterner de oluşan genç tektonik hareketlerin etkisiyle birimler kırıklanmışlardır.

Uçhisar güneyinde Ortakepez tepe, Bucak kepezi, Sarımaden Tepe, Kepez Tepe dolayında yüzeyleyen birim, açık pembe renkli tüflerden oluşan matriks içine dağılmış, köşeli-yarı köşeli andezit, bazalt, süngertaşı ve ofiyolitik kayaç çakıllarından türemiş aglomeralarla simgelenir[1].

Kavak Üyesi ile gri-kahve renkli Sarımaden Tepe Üyesi arasında yer alan Üçhisar Dağ üyesi, tabanda kötü boyanmalı ve düzenli, yer yer çapraz tabakalıdır. Üste doğru ise klastiklerin seyrekleştiği tüflere dönüşür. Yatay ya da 8-10 derece ile Kuzey-Doğu’ya eğimli olan birimin Kepez tepe’de ölçülen kalınlığı 20 m.dir.


  
ŞEMA 1 : KAPADOKYA’DAPERİBACALARININ EVRİMSEL OLUŞUMU

Kayacın oluşumu, radyometrik verilere göre Üst Miyosen yaşlı Sarımaden Tepe İgnimbritinden önceye rastlar. Kavak Üyesi’nin oluşumundan sonraki suskunluk evresinde, karalaşan arazinin güney kesiminde başlayan aşınma sonucu, bölgeye taşınan bir akarsu çökeli şeklinde yorumlanabilir.

II.2. Arazi Kullanımı

Uçhisar’da Kale çevresinde topografik yapı ile uyumlu bir şekilde yerleşen geleneksel kent dokusu ağırlıklı olarak Göreme Caddesinin iki yanında yer seçmiştir. Kesek meydanı çevresinde ve Kale meydanına açılan sokaklar üzerinde ise ağırlıklı olarak geleneksel el sanatlarından hediyelik eşya satan dükkânlar bulunmaktadır. Kalenin doğu ve kuzey-doğu kesimlerinde ise ağırlıklı olarak çöküntü bölgesi olarak nitelendirilebilecek kesimlerin içinde yapılan onarımlarla turizm ve konaklama tesisleri yer seçmiştir.

Kale’nin kuzey-batısında ise peri bacalarının yoğun olarak yer aldığı doğal karakteri korunmuş bir bölge bulunmaktadır. (Bkz. Analiz Paftası 2: Arazi Kullanımı)
  
II.2.1. Turizm ve Konaklama Tesisleri:

II.2.1.1. Ahbap Konağı :

Konak 1900'lü yıllarda Uçhisar'da yaşayan ve inşaat ustalığı yapan Mevlüt Usta tarafından inşa edilmiştir[2]. İki kaya oymalı odası, birer aşevi, mutfak ve samanlığı olan ve Uçhisar Kalesi'ne nazır bu konak, Cici Ahbap tarafından satın alınmıştır.

1999 yılında özellikleri muhafaza edilerek konağın restorasyon işlemleri tamamlamıştır. 7 adet kaya oyma, 12 adet Kapadokya Bölgesi'ne has taşlarla inşa edilmiş odası, merkezi ısıtma sistemi, 24 saat sıcak su ve Kapadokya'ya hakim manzarasıyla önemli bir turizm merkezidir. Odalar gerek kaya, gerekse orijinal Kapadokya taşının verdiği özelliklerle, her mevsim sağlıklı bir mikroklima yaratmaktadır. (Bkz. Analiz Paftası 2: Arazi Kullanımı)

II.2.1.2. Les Terrasses D’Uçhisar:

Restore edilmiş konforlu 14 odadan oluşan bu otelin 7 odası kaya oyma odadan oluşmaktadır. 14 adadan, yedi tanesi kaya odasıdır. Oriental barı, bacalı lokantası
Türk ve Fransız mutfağı bulunmakta, 10-30 kişilik seminerler için uygun olanaklar sağlamaktadır.

II.2.1.3. Tekelli Evi Pansiyonu:

Uçhisar’ın batı yamacında, bir peri bacasının içine yüzlerce yıl önce oyulmuş mağaraların içine geleneksel tarzda döşenmiş üç odalı bir pansiyondur. Terasından güneşin batışını izlemek ve geleneksel ev yapımı ve doğal ürünler servisi yapılmaktadır[3]

II.2.1.4. Uçhisar Kaya Hotel:

Güvercin Vadisi’ne bakan yamaçlarda, 1968 yılından beri Club Med tarafından işletilen Kaya Oteli, 73 toplam oda, 146 toplam yatak, 1 suit oda, 2 bağlantılı oda, 4 sigara içilmeyen oda, 66 standart odası bulunan kapasitesi yüksek bir tesistir[4].  120 maksimum kapasiteli bir toplantı salonu, açık havuz, çocuk bölümü, ısıtmalı havuz, Türk hamamı, sauna, masaj, jakuzi bulunmaktadır. Balon ile gezi, rehber kiralama hizmeti verilmekte ve çevre gezileri yapılmaktadır.


FOTOĞRAF : KAYA HOTEL

II.2.1.5. Kilim (Şişik) Pasion:

Kilim (Sisik) Pansiyon 9 odalıdır. Odalar 2, 3 veya 4 kişiliktir ; hepsi yerel mimariye göre taşlı ve tonozdandır. Çoğu odada direk taştan yontulmuş küçük bir şömine vardır. Her oda sıcak su sistemine sahip geniş bir banyo ile donatılmıştır. Altı oda vadilere baktıklarından olağanüstü manzaralı ve diğerleri üzüm bağı altındaki çiçekli avluya bakar. (Bkz. Analiz Paftası 2: Arazi Kullanımı)

II.2.1.6. Anatolia Pansion:

Anatolia  Pension Uçhisar’ ın merkezinde bulunur, dükkan ve restoranlara  yakındır. Nevşehir ve Göremeye de ulaşım kolaydır.

II.2.1.7. Hotel Villa Cappadocia:

Kapadokya bölgesinin en güzel bölgesi Uchisar’da, Güvercinlik vadisinin kenarında bulunan otelde, yöresel dokuya uygun odaları ve manzaralı bahçe ve terasları bulunur.
Restoran, otopark, kütüphane, 7 standart, 1private, 2 süit ve 1 çocuk odası ile hizmet verir.Bölge gezileri, balon turları, atlı geziler, treking/yayla turları sunulan turizm hizmetleridir.

II.2.1.8. Museum Hotel:

Bir kaç eski sokağın ve onun taş evlerinin, binlerce yıllık geçmişe sahip kaya-damların, ahırların ve çoban-damlarının restore edilmesi ile ortaya çıkmış olan Museum Hotel, doğa ve insan beraberliğinin sergilendiği yerlerden biridir. Uçhisar’ın kuzey yamacında, Göreme vadisine tepeden bakan, Kızılvadi’yi, Avanos ovasını, Ortahisar´ı, Çavuşin’í, Devrent´i, uzaklarda Erciyes’í gören, tüm odalardan, terastan, havuzdan ya da restorandan da seyredilebilir.

Sahip olduğu geniş manzara ve yapısı ile bölgenin tarihini yansıtmakla birlikte, otelin tamamına dağıtılmış ve dekorasyon amaçlı sergilenen geleneksel ve antika eşyalar, sanat eserleri ile Museum Hotel yaşayan bir müze izlenimi vermektedir. Teras teras aşağı inen sokaklarla, tünellerle, kaya oyuntularla, kemerli evlerle, ahşap tavanlı, göbekli evleriyle Museum Hotel, Kapadokya’nın yapısını yansıtmaktadır. 26 toplam oda, 50 toplam yatak, 2 kral dairesi, 1 balayı odası, 8 delux suit, 2 superior oda, 8 suit oda, 26 sigara içilmeyen oda, 1 sultan kaya suit, 5 delux kaya suit, 5 kaya suit, 5 standart oda, 5 geleneksel kemerli odası bulunur.

II.2.1.9. Karlık Evi

Geleneksel Anadolu kültürünü yaşatan en önemli unsurlara sahiptir.20 taş odadan oluşmaktadır. Her oda farklı dekore edilmiş ve  modern donanımlarla donatılmıştır.50 toplam yatak, 4 özel oda, 15 suit oda, 1 özürlü odası, 1 sigara içilmeyen oda. Bahçe, dağ, tarih manzarası bulunur.

II.2.1.10. Lale Saray Otel

Lale Saray oteli, 3 adet eski Kapadokya evinin ve tarihi bir yapının  restore edilmesiyle oluşturulmuş 14 oda bulunmaktadır. Otelin bir bölümü, 1200 yıl öncesine kadar Hıristiyan’ lar  tarafından da  kullanıldığı görülmektedir. Lale Saray Otel 14 toplam oda, 35 toplam yatak, 2 süit oda, 13 standart oda kapasitelidir. 45 kişilik  1 açık restoran, 35 kişilik 1 kapalı restoran, Türk Mutfağı vardır.

II.2.1.11. Buket Hotel

Buket Hotel'in konumu, Uçhisar Kalesi'nin yanında, Erciyes Dağı'na bakan, geniş bir bahçenin ortasında bulunmaktadır.
Tesis, 35 kişilik kapasitesiyle, bölge mimarisinin tipik özelliklerini yansıtan, kaya ve kemerli 15 odadan oluşmaktadır.

II.2.1.12. Erciyes Pansiyon

1989 yılında Uçhisar kasabasında turizme kazandırılan eski bir ev iken Restore çalışmaları sonucunda pansiyon işletmesine çevrilmiştir. Konum itibariyle  Erciyes dağının çıplak gözle de görülmesinden dolayı da ismini buradan almıştır.
Tam faaliyette çalışmakta olan 12 odası mevcuttur. Bunun yanı sıra açık ve kapalı olmak üzere iki restoranı ve ağaçlar arasında doğal bir bahçesi  mevcuttur. 

II.2.1.13. Kale Konak  

Kale Konak misafirlerine, restorasyon ve onarımı; kültürel ve mimari geleneği yansıtan bir ortamda gerçekleşen bir Uçhisar evinde, hizmet verir.
Kale konak, aşağı ve yukarı kısım olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Farklı sokaklara iki ayrı kapıdan çıkılan bölümlerin biri diğerine bir taş merdivenle bağlanmaktadır.
Aşağı evde   biri süit, ikisi kayadan oyma, diğeri taş kemer olan, her biri banyolu 3 oda (Güvercinlik, Saz damı, Üzüm damı), mutfak ve bir oturma odası mevcuttur.
Yukarı ev  ikisi taş kemer, her biri Kapadokya manzaralı ve banyolu 3 oda (Samanlık, Kaya süit, Kemerli dam), oturma odası, mutfak, divanhane ve terastan oluşuyor. Divanhane ve  teras konağın her iki bölümünün de ortak kullanımına
sunulmuştur.

II.2.1.14.  1001 Gece Otel

Otel Peribacalarının vadilerin ve Erciyes Dağının manzarası arasına eski kaya evler ve güvercinlikler içine kurulmuştur. Kapadokya bölgesinin panoramik seyir noktası durumunda olan Uçhisar Kalesi'nin eteğinde doğayla ve tarihle iç içe; büyük bir bahçeye, teraslara ve Kayadan Oyma odaları ile hizmet vermektedir. 1001 gece bahçesi her biri birinden farklı büyüklükte ve farklı şekillerde olan 10 adet kaya odası ile hizmet vermektedir. Bölgede “Tüf” denilen doğal volkanik kayadan yapılma odaların en büyük özelliği yaz kış içerideki sıcaklığın 15 – 20 derece arasında sabit kalmasıdır.

II.2.2. Peribacaları ve Konut Dokusu

Kapadokya bölgesinin üç büyük kaya yerleşiminden biri olan Uçhisar Kalesi’nin (diğerleri Ortahisar ve Ürgüp kaleleri) Roma döneminde mezarlık olarak kullanıldığı bilinmektedir. Anadolu’nun Persler’in istilasına uğramasından sonra adı geçen kaleler yerleşim amaçlı kullanılmışlardır. Halk, saldırılardan korunmak için vadilere hakim ve koruması daha kolay olan bu kaya kitlelerine sığınmıştır. Oyulması mümkün olan bu doğa oluşumlarını ihtiyaçlarına göre şekillendirerek uzun yıllar bu oluşumların içinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Kalenin zamanla ihtiyaca yetmemesi nedeni ile gelişen nüfusun iskân ihtiyacı Güvercinlik Vadisi’ne uzanan doğu ve güney yamaçlarına yapılan yeni oyma mekânlarla karşılanmaya başlanmıştır. Peribacaları oyularak çok amaçlı olarak (konut, depolama, hayvan barınağı vd) kullanılmıştır. Bu da peribacalarında bazen geri dönüşü olmayan tahribatlar oluşturmuştur.

Bu bölgedeki kayaya oyma yerleşimler meyilli yamaçlar ve düşey geçişler birbirlerine çeşitli kotlardaki mekânlarla bağlanmıştır. Kayaya oyularak yapılan bu yerleşimlerin giderek basit taş yapılara dönüşmesi 15. yy sonları ve 16. yy başlarında başlamışlardır. Osmanlı yönetiminin yöreye hâkimiyetinin kesinlik kazanması başlıca etkendir. Evler tamamen kaya oyma mekânlar üzerine yöreden çıkarılan çeşitli taşlar kullanılarak yapılmıştır.


FOTOĞRAF : PERİ BACALAR OYULARAK OLUŞTURULAN YAŞAM MEKÂNLARI

Evler tamamen taş kullanılarak oluşturulmuştur. Yapı tekniği taş duvar kemer ve kemerli tonozdan oluşmuştur. Kapadokya ‘da gelişen taşı kullanma tekniği ve geleneksel yapı teknolojisi Uçhisar’da da kendini göstermiş, gerek plan şemaları ve gerekse yapı elemanları olarak muntazam ve süslemeli evler ortaya çıkmıştır. Arazi yapısından dolayı evlerin yapılışı ve plan şemasında çeşitlilikler göstermektedir.

II.3. Uçhisar Geleneksel Konut Dokusu, Yapı Malzemeleri ve Yapım Sistemleri, Mimari Özellikler

Uçhisar Kentsel Sit Alanı sınırları içinde kalan geleneksel kent dokusu incelendiğinde, jeolojik oluşumunun bu yapılaşmayı doğrudan etkilemiş olduğu görülmektedir.
Tarihten bu yana Kale veya Hisar olarak isimlendirilen kale oluşumu kentin merkezini tanımlamaktadır. Sosyal yaşam ile ilk odağı da burasıdır. Çünkü ilk yerleşim tüm Kapadokya’da olduğu gibi bu kaya kütlesinden oluşmuştur (Bkz. Perspektif 1).

Uçhisar kalesi etrafında yapılanmış olan tarihi evleri incelediğimizde Kapadokya yöresindeki yerleşim alanlarında görünen geleneksel ev mimarisiyle ortak birçok yön saptamak mümkün olmaktadır.

Her şeyden önce kullanılan yapı malzemeleri aynıdır. Sadece çevreye bağımlı olan ufak değişiklikler söz konusu olabilir. Özellikle taşlar bu durumdadır. Taşların renkleri, sertlik dereceleri bölgeye göre farklılıklar gösterebilmektedir. Ahşap döşemede genelde kavak ve katran ağacı; pencere dolap kapağı  kapı kanatları, döşeme ve tavan kaplamaların da çam ağacı kullanılmıştır.

Ortak olan bir hususta yapı tekniğidir. Yörede kullanılan taş yapı sistem ve tekniği aynen Uçhisar’da da uygulanmaktadır. Sadece taş süslemelerinde bazı değişiklikler gözlenmektedir. Bu değişiklik ve çeşitlilik, yörede çalışan ustaların tarz ve üsluplarından kaynaklanmaktadır.

Kaya oyma (kaya dam) şeklinde oluşan yerleşim kent merkezinden 95 mt yüksekliğinde ve 9.000 m2alanı kaplayan bu ana kütle içinde, yatay katmanlar ve düşey bağlantılar şeklinde oluşmuştur. Özellikle koruma amaçlı kullanılması ve ona göre teçhiz edilmesi bu ana kütlenin 15 yüzyıla kadar kullanılmasına sebep olmuştur.
Daha sonra kaya oyma mekânlar özellikle Kalenin güney doğu cephesindeki Güvercinlik Vadisine bakan yamaçlara yayılmaya başlamıştır.  Kuzey batıda ise  Peribacalarına  sıçramıştır. Güney yamaçları ise doğal manzarayı görmesi ve doğu-güney-doğu yamaçlarının mikro-klimatik nedenlerle yerleşime uygunluğu açısından yerleşim dokusu burada yer seçmiştir  (Bkz. Perspektif 2).

16. yy sonlarında ve 17. yy da kaya oyma mekânların önlerine ve üstlerine yörenin tüf yapısından elde edilen kesme taşlarla kemer ve tonoz kullanılarak mekânlar yapılmaya başlamış ve ortaya bugün korumaya çalıştığımız özgün şehir dokusu ve konut tipleri çıkmıştır.


FOTOĞRAF : HİSAR’DAN TARİHSEL BİR GÖRÜNÜM

Sokaklar yamaçlara paralel istikamette oluşmuş ve bu sokaklar arasında kalan kot farklılıkları çok dikkatli bir biçimde kullanılarak evler oyularak oluşturulmuştur. (Bkz. Analiz Paftası 1: Doku-Yapı-Sokak İlişkisi)

Konutlar genellikle alt kottan duvarlarla çevrilidir. Avluya geniş bir kapıdan girilmekte, avlu etrafında yer alan kaya oyma mekânların üzerine bir yönde tek katlı, onun iki katlı mekânlar konulmuştur. 2. katlar daima arkasındaki yapının manzarasını kapatmayacak şekilde yapılandırılmıştır. 

PERSPEKTİF 1 : UÇHİSAR GÖREME SOKAK’TAN HİSAR GÖRÜNÜMÜ (Çizim A. Fuat TEK)


PERSPEKTİF 2: UÇHİSAR GÜNEY YAMAÇLARI GÖRÜNÜMÜ (Çizim A. Fuat TEK)


1. kat ise diğerinin terası olarak kullanılmıştır. Bu mekânlara arkadan çıkan taş merdivenlerle ulaşılmaktadır.


FOTOĞRAF: GELENEKSEL KONUT DOKUSU – TOPOĞRAFYA UYUMU

Sonuçta topografyaya uyumlu, manzarayı gözeten ve genel olarak kuzey rüzgârına kapalı bir geleneksel kent dokusu oluşmuştur.   Avluların gerisinde oluşan oyma mekânlara ihtiyaç oldukça yenileri eklenmiş olması, arazinin kullanımını girift ve karmaşık bir duruma sokmuştur. Çoğu kez bu mekânlar üst kottaki sokak veya evlerine (alt kotlarında) içlerine kadar girmiştir. Bu durum şu anda mülkiyet haklarını içinden çıkılmaz bir duruma sokmuştur. Oyuntu mekânların zaman zaman çakışması veya dış aşınmalar dolayısıyla yıpranmayla çökmelere neden olmuş ve üst yapılarında bozulmalara neden olmuştur. Bu yapılaşmalar zaman zaman peribacaları ile iç içe ve hatta üst üste gelişmiş, peri bacaları da yaşam ve depolama mekanları olarak kullanılagelmiştir.


FOTOĞRAF : PERİBACALARI VE TERKEDİLMİŞ KONUT DOKULARI

Yörede taş ustalarının maharetli statik ve estetik anlayışlarının çok gelişmiş olması çok iyi çözümler de ortaya çıkarmıştır. Bu çözümlerin yanı sıra cephe ve mekân içleri,  yapı elemanlarının bezemeleri de özellik göstermektedir. Çok olmamakla birlikte bazı evlerin cephelerinde özgün taş oyma süslemeler dikkati çekmektedir. Çok kesin olmamakla birlikte, plan şema genelde 2 veya 3 tiptir. Arazinin dik olması ve kütlelerin yamaç boyuna tertip edilmesi arazinin kullanımındaki çeşitlilik çok standart plan şemanın oluşumunu engellemiştir. Genelde avlu ve etrafındaki kaya oyma mekanların üstünde oluşan 1 veya 2 katlı mekanlardır. Genelde alçak tek mekan 2. katın terasını teşkil etmektedir.    

Tandır denilen yemek pişirme veya yemek mekanı, ahır ve tuvalet zemin kat kotunda ve avlu etrafında yer almaktadır. Üst katta tonozlu bir oda veya merdivenle ulaşılan bir eyvan yer alır, divanhane denilen önü açık kemerli olan bölümün her iki yanında birer oda yapılmıştır. Genelde avluya veya sokağa bakan cephelerinde 2 adet dikdörtgen pencereler yer alır. Pencere söveleri lento ve denizlikleri sert taştan (kara taş) teşkil etmiştir ve demir parmaklıklarla güvenlik altına alınmıştır. Doğramalar ahşap olup, kanatlıdır. Oda kapıları ahşaptır. Genelde bir merdivenle çıkılan arka duvarına yakındır. 

Kemerlerin oturduğu yan duvarlarda iki kenar arasında dolap nişleri veya ocak yer alır. Zemin kaplaması taş olup, bazı yapılarda tahta kaplanmıştır. Çatı örtüsü genelde taş kemerlerle yapılmış taş tonuzdur ve  dam yörede çıkan killi toprağın sıkıştırılmasıyla suya geçirimsiz hale getirilmiştir. Bazı yapılarda hem 1. kat döşemesi hem de  üst kat örtüsü yuvarlak kesitli ağaçların kısa yönde taş duvarlar üzerine dizilerek örtülmüş  ağaçların üzerinde ağaç örgü hasır veya kuru dal yapraklarla örtülmüş ve üsttü killi topraklarla doldurularak suya karşı geçirilmez hale getirilmiştir. Düz damın su akıntıları çörtenler sayesinde yapının dışına atılmıştır.

II.3.1. Yapı Malzemeleri:

Uçhisar doğal, tarihi ve kentsel sit alanı içindeki geleneksel nitelik taşıyan yapıların hemen tümü yerli malzeme olan “TAŞ” ‘tan yapılmıştır. (Bkz. Analiz Paftası 3: Yapı Malzemesi-Tekniği-Niteliği)

Geleneksel konut mimarisinde kullanılan başlıca yapı malzemesi başta taş olmak üzere, ahşap, alçı, kireç, kum, toprak, demir ve boyadır.

Yapıların yapımında, süslemesinde, taşıyıcı elemanlarında, döşemelerinde, sütun, başlık ve kemerlerde taş malzeme çeşitleri yaygın olarak kullanılmıştır. Yeni yapılan yapılarda özellikle 1960 sonrasında betonarme, kiremit, tuğla vb dokuya aykırı olan malzeme ve tekniklerin geleneksel dokuya ve yakın çevresine girdiği ve dokuyu bozduğu gözlenmektedir.




FOTOĞRAF : YENİ YAPILAN YAPILAR ve BOZULAN MİMARİ DOKU

  
Yörenin volkanik karakterli bir yöre olması nedeniyle çeşitli taş ocakları Uçhisar’a yapı malzemesi sağlamaktadır. Yörede yaygın olarak kullanılan taş isimleri; yonu taşı, ispile taşı, Karataş, kevek taşı, kireç taşı vd. . (Bkz. Analiz Paftası 3: Yapı Malzemesi-Tekniği-Niteliği)




FOTOĞRAF : TAŞ YAPI MALZEMELERİ ve TAŞ İŞÇİLİĞİ

Yonu Taşı: Hemen her türlü yapı işlerinde kullanılan ve yörede “yonu” adını alan taşlar civardan çıkarılan volkanik tüflerdir. Volkanik tüfler taş ocaklarında toprağın 1-2 metrealtına yayılmış durumda bulunurlar. Son derece yumuşak ve darbeye dayanıklı olan taşlar, ocaktan çıkarılırken 40 cm eninde 90-110 cm boyunda olacak şekilde kabaca normlaştırılır[5]

Taşlar zamanla hava ve su ile temas ederek sertleşirler. Bu sertleşme içlerindeki suyu bırakmalarından kaynaklandığı için taşlar daha da hafifler ve darbeye karşı dayanıklı bir hale gelir. Ebatları genellikle 25-30 cm x 75-100 cm kadardır. İstenirse daha farklı ebatlarda da temin edilebilmekte, Uçhisar ve çevresinde eski yapıların tahribinin çok olmasından dolayı çıkma tabir edilen eski yapı malzemesi de rağbet görmektedir.

YONU TAŞI :
Yonu taşının evlerde kullanılan cinsi beyazımtrak olanlarıdır. Hafif kırmızı ya da grimsi olan renkleri ise daha çok anıtsal eserlerde kullanılmıştır. İşlenmesi kolay, hafif ve darbeye dayanıklı olan yonu taşları yağmur suyundan çok çabuk etkilenmeleri açısından olumsuzdurlar.

İSPİLE TAŞI :
Genellikle evlerin içinde döşemelerde, avlu ve sofa zeminlerinde kullanılan bu taş aşınmaya dayanıklı, hafif kırmızı renkte volkanik bir tüftür. Yörede sal taşı da denilen bu taşlar plaklar halinde kesilir. İşlenmiş bir plak’ın boyutu genel olarak 40-45x100-120 olmakla birlikte farklı boyutlarda da olabilir. Kalınlıkları 6-8 cmolan taşlar, avlular ve döşemelerde alta konulan çamur harca yerleştirilerek döşenirler. Salların altındaki çamur harca yörede pişirik denir ve killi topraktan yapılır. Bazı evlerde kırmızı ve gri renkteki taşların verev olarak yerleştirilmesiyle değişik formlar elde edilmiştir.

KARA TAŞ :
Binalarda su basman olarak genellikle 50-100 cm yüksekliğe kadar karataş kullanılmış, bazı yerlerde üzeri sonradan sıvanmıştır. Siyah renkli ve bazalt türü olan bu taşın yağmura ve aşınmaya karşı çok dayanıklı olması nedeniyle yapıların temelleri, temele yakın kısımları, aşınmadan etkilenecek bölümleri hep bu taştan yapılmıştır. Karataş ayrıca cadde ve sokaklarda döşeme kaplaması olarak da kullanılmaktadır.

KEVEK TAŞI :
Belirli bir ocaktan çıkartılmayan taşlar sellerle beraber suyun üzerinde yüzerek gelir. Sular çekildikten sonra toplanır. Son derece hafif olan taşlar tavanlarda ve döşemelerde kullanılır. Sünger Taşı da denilen bu taşlar delikli oldukları için bir miktar su alabilirler. Taşın bu özelliğinden yararlanmak için tavanlarda veya döşemelerde kirişlerin üstüne ve toprağın altına konur, böylece topraktan sızan suları emerek ahşaba geçmesini önler. Zamanla sular buharlaştığından ahşabın çürümemesi için iyi bir izolatör olarak kullanılmaktadır.

ALÇI TAŞI :
İnşaatlarda harç olarak kullanıldığı gibi sıvalarda da kullanılmıştır.

KİREÇ TAŞI :
Yaygın olarak bulunan bu malzeme genellikle sıva içinde kullanılır.  

 AHŞAP :
Taşıyıcı amaçlarla kullanılan ahşap genellikle döşeme ve çatılarda kiriş, direk ve payanda olarak kullanılmıştır. Ahşabın uzun boyları evlerdeki geniş açıklıklı mekanların rahat bir şekilde geçilmesine olanak vermiştir. Döşeme ve kirişlerde faha çok köknar kullanılmıştır.

Ahşap ince işlere oymaya elverişli bir malzeme olduğundan yapılarda dekoratif amaçlarla da kullanılmıştır. Pencere kepenklerinde, kapılarda, oda zeminlerinde, tavanlarda, dolap (yüklük) lerde, duvar kaplamalarında, sedirlerde, doğramalarda ahşap malzeme kullanılmıştır.
Burada kullanılan ahşap cinsi “katran” denilen bir tür Toros Çamı’dır. İlk zamanlarda yumuşak olan bu ağaç çok rahat işlenir. Zamanla kuruyarak sertleşir ve kızarmaya başlar.

MADEN :
Uçhisar yapılarında maden olarak demir ve bronz malzeme kullanılmıştır. Bronz malzeme, daha çok döküm olarak kapı tokmaklarında ve tutamaklarında kullanılmıştır. Demir malzeme ise; işlenmiş olarak genellikle pencere parmaklıklarında, balkon ve merdiven korkuluklarında, kapı menteşeleri, kapı kilitleri, kapı tokmakları ve çiviler olarak yapımda kullanılmaktadır.

II.3.2. Yapım Sistemleri:

II.3.2.1. Yığma Sistem
  1. Taşıyıcı Sistem Ögeleri :
Uçhisar’da temel sistemleri sağlam zemin olan kaya zemin buluncaya kazıldıktan sonra yapı temel sistemi yapılır. Kaya zemin üzerinde yer alan yapılarda duvarlar, kayadan oyularak oluşturulan dayanaklar üzerinde yer alır. Eğimli kaya zeminlerde iki uçtaki kotlar arasındaki düşük kottaki zemin toprakla doldurulur, yüksek kottaki zemin ise oyularak düz zemin elde edilir. Dolgu toprak önüne istinat duvarı çekilir. Düzeltilmiş zemin üzerinde su basman seviyesine kadar temel yapılır. Eğimli kaya arazide yapılar, zemin toprakla düzeltilmiş ise doğrudan kaya zemin üzerine oturur. Yüksek kot düşük kota kadar oyulur ve düzeltilmiş olan kaya zemin üzerinde doğrudan yapı duvarları çıkılır. Eğimli kaya zeminde binanın oturacağı kotlar çok farklı ise düşük kottaki zeminden bina tonozlarla yüksek kota kadar yükseltilir. (Bkz. Analiz Paftası 3: Yapı Malzemesi-Tekniği-Niteliği)

Düz arazilerde ise, yapının duvarları doğrudan düzeltilmiş kaya zemin üzerine otururlar. Düz arazide genellikle kayalar oyularak duvarların altında sürekli dayanaklar oluşturulur.
  1. Duvar Türleri :
    • Kesme taş duvarlar (min 22 cm, ortalama 60 cm)
    • Moloz taş duvarlar (Ortalama 60 cm)
    • Bir yüzü kesme, bir yüzü moloz taş duvarlar (ortalama 70 cm)
    • İki yüzü kesme taş, arası taş parçaları ve çamur karışımı dolgu (ortalama 70 cm)
Bazı kesme taş duvarlarda bağlayıcı olarak doğal alçı kullanılmıştır. Genellikle duvarlarda bağlayıcı eleman olarak şırlaz denilen volkanik toprakla oluşturulan sulu harç kullanılmıştır.

II.3.3. Konut Mimari Özellikleri

Uçhisar konut mimarisinde yapı yapım sistemleri ve mimari özellikler ana başlıklar halinde aşağıda verilmiştir:
 
II.3.3.1.  Temel 

Evlerin temelleri tabii zemin olan kayanın üzerinde oluşturulmaktadır. Yapının oturtulacağı zemin önce terazisinde tesviye edilmektedir. Düzeltme sırasında yamaca gelen düşük kısımlar taş ve kaya toprağı ile doldurularak sıkıştırılmaktadır. Taban seviyesi yamaca doğru 1 - 2 cm meyilli olarak ayarlanmakta, böylece yapı geriye doğru yamaca yaslanmaktadır.  Temel duvarları bu düzeltilmiş zemin üzerine örülmeye başlanmaktadır.

II.3.3.2. Duvarlar

Temelde üst örtü olan tonozun basacağı iki yan duvar ortalama 60-70 cm kalınlığında boşluksuz örülmektedir. Kullanılan taşların boyutları 60-40-25 cm olduğundan dış ve iç duvar olarak tek sıra halinde örülen duvarlar yer yer dikine konan taşlarla birbirine bağlanmaktadır.
Tonozun ana iskeletini oluşturan kemerler zeminden yaklaşık bir metre kadar yükselen yan duvarlar üzerinde kurulmaktadır. Ana taşıyıcı görevini gören bu elemanlar yaklaşık 3-3.5 maçıklığında olup, yükseklikleri mekanın durumuna göre 2.6-3.0 m yi bulmaktadır.

Duvarlar kesme taş olup derzsiz olarak örülmektedir. İçte ve dışta tonoz boyunca tek sıra halinde örülen duvarlar yer yer birbirine bağlanmaktadır. Dış ve iç duvar arasında duvar yükseldikçe ortaya çıkan boşluklar, moloz taş parçalarıyla ve alçı kumu ile alçı şerbeti karışımı bağlayıcı bir harçla ( şilez ) doldurulmaktadır. Evin diğer bölümlerinde kullanılan duvarlar genelde 25 cm kalınlığında tek sıra kesme taşla örülmektedir. Tüm duvarlar içte ve dışta sıvasız olarak bırakılmaktadır. Bazı evlerde özellikle oda duvarları, içten kireçle boyanmıştır.

II.3.3.3. Döşeme

Evlerde genellikle iki çeşit döşeme çeşidine rastlanmaktadır. İlki, tonozla kapatılan mekânların döşemeleri; tonozun üstü doldurulduktan sora taban düz plak kesme taşlarla kaplanmaktadır. Taban dışa açıksa (divanhane ) koyu bordo renkli sert bir taşla kaplanmaktadır. Oda içleri taş olup, özellikle üst katta yer alan oturma ve yatma odalarında tahta ile kaplanmaktadır.

II.3.3.4. Avlu

Geleneksel doku içersinde yer alan yapıların çoğunda evler küçük olsa da bir avluya sahiptir. Çok az eve sokaktan doğrudan girilmektedir. Avlu plan tipolojisinin temel unsurudur. Her evin orijinini teşkil eden kaya damlar (kayaya oyma mekânlar) avluya açılmaktadır. Bu mekânlar mutfak, ahır, depo ve tuvaletlerdir. Evler genelde yamaca dik ve kademeli olarak inşa edildiğinden, üst ve alt kotta yer alan sokakla olan ilişki, avlu sayesinde olmaktadır. 

Sokak cephelerinden 2.5mt yükseklikte duvarlarla çevrili avlu, içe dönüklüğü yani mahremiyeti sağlamaktadır. Aynı zamanda ortak servis alanıdır. Üst kattaki mekân ve odalara avludan çıkan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Aşağı kottaki sokaktan avluya çift kanatlı büyük bir kapıdan girilmektedir. Kapının söveleri ve lentosu yekpare olup sert taştan yapılmaktadır. Sövelerin üstünde yer alan profilli birer taş geniş açıklık yönünde konsol teşkil ederek lento taşına daha iyi mesnet oluşturmaktadır. Kapı genişliği yaklaşık 150 cmcivarındadır. Kapı kanatları çift olup ahşaptan yapılmıştır. İçerden kalın ahşap sürgülerle kilitlenmektedir.

 Zengin evlerde kapıların dış yüzlerinde dövme demirden yapılmış mandal, kabara ve rozetlere rastlanmaktadır.
Avlu duvarları kesme veya moloz taşla örülmüştür. Eyvanların avlu kotunda cepheleri geniş bir kemerlerle bitirilmiştir. Üst kat cephelerinde ise ya yüksekçe bir pencere doğraması veya süslü elemanlarla bezeli 2 kolonlu 3 lü kemerle teşkil edilmiştir. Bu üçlü kemer yapıya etkileyici bir güzellik kazandırmaktadır.

Avluda yer alan tuvalet genelde sokak yönündeki duvara dayalı olup zeminden 3,4 basamak yüksektedir. Tuvaletin altında oluşan hacım atıkların toplandığı hazneyi oluşturmaktadır (cehennemlik) Hazneden dış duvara açılan kapak sayesinde atıklar temizlenmektedir. Avluya açılan mutfağa tandır adı verilir. Eyvan şeklindeki mekânın gerisinde kayaya oyma depolar ve kışlık mutfak yer alır. Önü avluya açık olan eyvanın ortasında yere gömülü tandır denilen ocak yer alır. Yan duvarlarda erzak oyukları, üzüm sıkmak için hazneler ve yalaklar bulunur. Kayaya denk gelen tavandan yukarıya açılmış duman ve hava bacaları bulunmaktadır. Bazen bu bacalar üst kottan geçen yolların kenarlarına açılmaktadır.

II.3.3.5. Divanhane

Genel olarak üst katta odaların arasında yer alan ve önü açık olan kemerli mekâna denilmektedir. Buraya önden sahanlıkla veya geriden taş merdivenle ulaşılır. Her iki yanında yer alan odalara tek kanatlı kapılardan girilir. Bazı büyük ve zengin evlerde zemini taşla kaplı olan eyvanın ön cephesinde üç kemerle biter. Ortasından iki yuvarlak kolonla bölünen kemerler dıştan taş oyma süslü bordürle çevrilmiştir. Kolon başlıkları da yöresel motiflerle süslüdür. Bazı evlerde bu tür açıklıklar daha sonra içerden doğramayla kapatılmıştır.

II.3.3.6. Odalar ve Pencereler

Duvarları tavan ve döşemelerinin nasıl olduğu hakkında diğer bölümlerde anlatılan odaların pencereleri, genelde ön cephedeki dış duvarda yer alır ve sokağa bakar. Eski geleneksel ev tiplerinde bu pencereler yan yana olup ikizdir. Boyutları yaklaşık 70/130 cm civarındadır. Dış cephede söve ve lento taşları oyma motiflerle bezenmiştir. Bu taşlar bazı evlerde sert taştan yapılmış olup, duvar yüzeyinden 5 cmkadar çıkmaktadır. Pencere söveleri yerlerine yerleştirilirken aradaki boşluğa yuvarlak demirden yapılan kafes şeklinde parmaklık konmuştur. Pencere açıklığı içerden ahşap doğramayla kapatılmıştır. Pencerenin yanlara açılan iki kanadı mevcuttur. Sokak köşelerinde çıkmaları olan bazı evlerde ön cephe duvarının sokağı yandan gören yan duvarının köşesinde de tek bir pencere yer almaktadır. Oda yan duvarlarında kaburga kemerlerin çıkıntıları arasında kalan boşluklarda ocak, dolap, kemerli niş, lambalık gibi mimari elamanlar bulunmaktadır. Taştan yapılmış ve oymalarla süslenmiş olan bu elemanlar mekâna dekoratif olarak katkıda bulunmaktadırlar. Odaların cephe duvarlarının karşıtı olan duvarlarında her evde olmasa da, duvara oyulmuş veya yapılı duvarın gerisinde oluşturulmuş gusülhanelere rastlanmaktadır.

II.3.3.7. Merdivenler

Evlerin büyük çoğunluğunun kotlu parseller üzerinde yapılmış olması evlerin birden fazla katlı olması, merdivenin önemini arttırmıştır. Hemen hemen her ev, bir veya birden fazla merdivene sahiptir. Tüm merdivenler yekpare taş olup bir uçları sağlam duvarın içine yerleştirilmek ve bir biri üstüne oturtturulmak suretiyle inşa edilmişlerdir. Bu yüzden duvar boyunca devam eden basamaklar köşelerde kare sahanlıklarla yön değiştirmektedir. Basamakların serbest uçları içe doğru kavisli oymalarla kafa çarpmalarına karşı yumuşatılmış olup, aynı zamanda estetik hale getirilmiştir. Genelde merdivenlerin yanlarında korkuluk yoktur. Bazı evlerde ferforje bazılarında da ahşap korkuluklara rastlanmıştır.

II.3.3.7. Taşıyıcı Kemerler

Mekânı tonozla örtmek için öncelikle taşıyıcı kemerler oluşturulmaktadır. Daha çok sivri kemer tarzında yapılan bu elemanlar tahta kalıp üzerine 60 – 40 - 25 cm ebadlarındaki taşların yan yana dizilmesiyle inşa edilmektedir. Kilit taşı konduktan sonra kalıplar sökülmekte ve taşlar arkalarından ahşap veya taş kamalar çakılarak sıkıştırılmaktadır.



FOTOĞRAF : TAŞIYICI KEMER VE TONOZLAR


Taşıyıcı kemerler genelde 70-80 cmarayla yapılmaktadır. Tonoz yine yekpare taşların kasnak kemerler üzerine ters yönde dizilmesiyle elde edilmektedir. Kemerler oda yan duvarlarına basmakta olup, yerden 1.10 ila 1.50 cm yükseklikten itibaren başlamaktadır. Yüksek mekânlarda kemer başlangıcı 2.00 m.yi bulmaktadır. Kemerlerin ortalama açıklığı 3 – 3.50 m. Dir.

II.3.3.8.Çatı Örtüsü

Diğer gurup evlerde oda tavan ve döşemeleri, taşıyıcı yan duvarlara dar istikamette sıralanan ağaç kütükleriyle oluşturulmuştur. Kullanılan ağaçlar ortalama 20 cm. kalınlığında olup, kavak veya sedir ağacıdır. Yan yana bitişik olarak duvarlara oturtturulan kütüklerin üstüne kuru dal ve yapraklar serilmiş olup, onların üzeri de yöreden çıkarılan killi toprakla kaplanmaktadır. Bu toprak bazen yalın olarak bezen de içine bezir ve pamuk kıtığı karıştırılarak sıkıştırılmakta ve suya karşı geçirimsiz hale getirilmektedir. 
Bozulan yüzey zaman zaman loğ denilen silindirik bir taşla sıkıştırılarak düzeltilmektedir. Düz dam denilen çatının su meyilleri çörtenlere doğru yönlendirilmiş olup, toplanan sular bu yoldan dışarı atılmaktadır. Ağaçlarla örtülü odaların tavanları (depo, mutfak vb.) servis amaçlı ise olduğu gibi bırakılmaktadır. Oturma odalarında ise ekseri ahşap tahta ile kaplanmaktadır. Tahtalar 20,25 cm eninde olup, uzunlamasına çakılmakta ve derz aralıkları alttan ağaç çıtalarla kapatılmaktadır. 

II.3.3.9.Bacalar

Genelde evlerin bacaları basit olarak inşa edilmiştir. Dam seviyesinden ortalama 70 – 100 cm yükseklikte olup üzerlerine konulmuş yekpare taş bir plak ile örtülüdür. Duman dört yandan bırakılan 15x15 cm kare şeklindeki deliklerden dışarı çıkmaktadır. Bazı evlerde kare bacanın üzerine pişmiş topraktan yapılmış bir boru konmuştur.

II.3.4. Mimari Değerlendirme ve Korunmuşluk Durumu

Korunmuşluk durumu paftasını oluşturmak için öncelikle yeni bir çalışma alanı saptanmıştır. Mevcut kentsel sit alanı, geniş bir alanı kaplayan doğal sit alanının da içerisinde kaldığı için çalışma ve gözlemler daha geniş bir alana yayılmıştır.

Bu alan, Kuzey ve Kuzeybatıdan Uçhisar- Göreme-Ürgüp Karayolu’na, Güney ve Güneybatıdan Güvercinlik Vadisine, Batı ve Kuzeybatıdan Belediye Meydanı ve Mezitoğlu Sokağı’nın kırsalla birleştiği noktaya kadar uzanmaktadır. Yapılan çalışma bu alan içerisinde kalan tüm kullanılan ve terk edilmiş yapıları kapsamaktadır. Bu alan içinde geleneksel dokunun parçası olan bütün yapılara Ekte sunulan Tespit Fişi uygulanmıştır.

Bu yapıların çoğunluğu ev olarak iskan edilmiş olup bir kısmı ticari mekan (dükkan, ofis, iş yeri) olarak kullanılmaktadır. Bunların dışında Cami, Resmi Kurum yapıları da yer almaktadır. (Belediye, okul, kütüphane, vb.)

Özellikle, Planlama aşamasında koruma kararlarına temel teşkil edecek olan özgün yapı elemanlarının ve plan tiplerinin ne kadarının korunmuş olduğu, strüktürel olarak ta şu an ne durumda oldukları saptanmıştır.
Bu çalışmalar yapılırken yapıların sahip olduğu mimari öğelere bakılmış ve aşağıdaki mimari ve çevresel öğeler değerlendirilmiştir:

  1. Yapının nitelikli olup olmadığı, yani özgün ve yöresel, mimari elemanlarının zenginliği,
  2. Kültürel olarak çevreyle olan uyumu ve gabarisi,
  3. Cephe süslemeleri, cephe çıkmaları, silmeler, fritzler,
  4. Yapı malzemelerinin özgünlüğü,
  5. Yol-avlu ilişkileri, duvar yapısı - avlu girişleri ve kapıları,
  6. Bina cepheleri, pencere düzenleri,
  7. Merdivenler,
  8. Çatı örtüleri,
  9. Teraslar ve müştemilat.

Bu gözlemlerin değerlendirilmesi sonucunda, korunmuş, bozulmuş ve değerini kaybetmiş yapılar (niteliksiz) saptanmıştır. (Bkz. Analiz Paftası 4: Korunmuşluk Durumu)

Alan içerisinde yeni yapılmış veya halen yapılmakta olan çok sayıda yapı saptanmıştır. Bunların bir kısmı koruma kurulları denetiminden önce yapılmışlardır. Betonarme, karkas veya betonarme yığma olarak inşa edilen bu binalar, taşla kaplı olmalarına rağmen, gerek kitleleri, gerekse pencere boyutları, balkonları, demir parmaklık ve kapılarıyla dokuya aykırı bir özellik göstermektedirler. Bu tür yapılar, Belediye, Belediye karşısı ile Kesek Meydanı çevresinde yoğunlaşmıştır. Bir kısım, çok kalitesiz ve düzeysiz olan bir grup yeni yapılar, plan ve cephe tipolojisi uygun olmayan yapılar grubuna alınmıştır.

Yeni yapıların önemli bir bölümü ise, yakın yıllarda yabancılar ve turizm amaçlı turizm amaçlı gruplar tarafından alınıp restorasyon projeleri, Koruma Kurulu’nca onaylamak suretiyle inşa edilmiş binalardır. Bir kısmı tamamlayıcı anlamda yeniden yapım olmasa da eski dokuya uyumu, geleneksel mimari elemanlar kullanılmış ve benzer malzemeyle inşa edilmişlerdir.
Bu tip yapıları ‘’Plan Ve Cephe Tipolojisi Eski Dokuya Uygun Yeni Yapılar’’ başlığı altında toparlanmıştır. Yukarıda açıklaması yapılan korunmuşluk durumu paftasının ışığı altında yapı değerlendirme paftasının başlıkları oluşturulmuştur.

Bu analiz çalışmasında, yapılar sahip oldukları plan ve kütle karakterlerini, özgün yapı elemanlarının ve süslemelerinin zenginliğine göre aşağıdaki gruplama yapılmıştır; (Bkz. Analiz Paftası 5: Yapı Değerlendirme)

1-   Tescilli Yapılar:

Yörenin en güzel mimari örneklerini gerek plan gerekse öğeleri ve süslemeleri muhafaza etmiş yapılardır. Sayıca az olmakla beraber en özgün ve zengin yapılardır.



FOTOĞRAF : GÖREME SOKAKTA TESCİLLİ YAPILARA ÖRNEK


2-   Tescile Değer Yapılar:

Halen tescilli yapılara çok yakın değerde özelliklere sahip olan yapılar. Bu yapıların koruma altına alınması ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmesi gereklidir.


FOTOĞRAF : KALE SOKAK No:1 : TESCİLE DEĞER YAPILARA ÖRNEK


3-   Plan Kararı İle Değerlendirilecek Yapılar:

Çalışılan alanın önemli bir kısmı Afet Alanı ilan edildiği için birçok yapı 1970’li yıllarda boşaltılmış ve uzunca bir süre boş ve bakımsız kaldığı için süratle bozulmuştur. Evlerin süratle harabeye dönüşmesinin en önemli nedeni de evlerin sökülerek taşlarının ya sahiplerince yeni imar bölgelerine taşınarak yeni evlerin inşasında kullanılmış olması ya da satılması olmuştur. Böylece birçok yıkıntı halinde ev grupları bulunmaktadır. Bu yıkıntılar içinde çok güzel ve özgün bina kalıntıları ve cephe duvarları halen ayaktadır. Bu tip ev veya evler grubunda plan kararlarına göre değerlendirecek yapı ve yapı grupları olarak belirlenmiştir.


FOTOĞRAF : KAYABAŞI SOKAKTA PLAN KARARI İLE DEĞERLENDİRİLECEK YAPILARA ÖRNEK

4-   Dokunun Tamamlayıcısı Çevreye Aykırı Olmayan Yapılar:

Diğer bir grupta; niteliksiz diye ayrılan ancak gabarisi, yapısal şekli, kütlelerinin yolla ilişkisi, doluluk boşluk oranları kapı ve pencerelerinin ölçek ve tip olarak aykırı olmayan evler gruplanmıştır. Bu grupta bulunan yapılar, basit onarım ve iyileştirmelerle dokuya uyumlu hale getirilebilir ve korunabilirler.



FOTOĞRAF : MEKTEPÖNÜ SOKAKTA DOKUNUN TAMAMLAYICISI OLAN NİTELİKSİZ YAPILARA ÖRNEK


5-   Çevreye Aykırı Yapılar:

Bu grupta yer alan yapılar geleneksel yapılarla ne plan tipi ve yapı tekniği bakımından, ne de kullanılan malzeme yönünden hiçbir uyum göstermemektedir. Estetik olarak da özelliği olmayan bu tür yapılar yeni yapılmış olsalar bile görsel bütünlüğü bozmaktadır.


FOTOĞRAF : YENİ YAPILAN ve ÇEVREYE AYKIRI YAPILARA ÖRNEK


II.4. Uçhisar Ulaşım Sistemi Analizi
Uçhisar ulaşım sistemi kent içi ve şehirlerarası olmak üzere iki ana ulaşım aksı ve alan içerisindeki ikinci ve üçüncü derece yollardan oluşmaktadır. Kent içi ana ulaşım aksını alanın güney-batısında kalan Adnan Menderes ve Hacı İlbey Caddeleri oluşturmakta ve bu iki cadde Belediye Meydanı’yla Göreme Caddesine bağlanmaktadır. (Bkz. Analiz Paftası 8: Ulaşım Sistemi)

Kent içi ana ulaşım aksının şehirlerarası ana ulaşım aksıyla bağlantısını sağlayan Göreme Caddesi aynı zamanda alan içerisindeki ulaşımın omurgasını oluşturmaktadır. Alan içerisindeki diğer bir önemli ulaşım aksı Kale’ye erişimi sağlayan ve Hacı İlbey caddesinden Kaleye kadar devam eden Çeşme ve Kesek sokaklarıdır.

Bu iki sokak aynı zamanda alanın iki önemli meydanını; Kesek ve Kale meydanlarını birbirine bağlamaktadırlar.
Alandaki üçüncü derece yollar yaya ağırlıklı olup eğimli arazide konutların birbirleriyle bağlantısını sağlamak amacıyla topografyaya uyumlu bir yapı sergilemektedirler.  Alan içerisinde ayrıca Peri Bacalarına ve kırsal alana açılan patikalar ve tarla yolları da bulunmaktadır. Alanın iki önemli meydanında Kale ve Kesek ve İncirli çıkmazında düzensiz otoparklar mevcuttur ve alana ilk girişler bu meydanlar ve sokak üzerinden sağlanmaktadır.

II.5. Uçhisar Yol Kaplamaları Analizi

Uçhisar ulaşım sistemi yol döşemeleriyle zenginleştirilmiştir. Asfalt kaplama şehirlerarası yol olan Göreme-Uçhisar yolunda ve bu yolu kent içine bağlayan Göreme Caddesinde kullanılmıştır. Alanın önemli aksları genellikle parke taş kaplamasıyla döşenmiş, bu döşemelerde hem kesme taş hem de beton taş kaplamalar kullanılmış. Alan içerisinde Kale’ye ve oradan Peri Bacalarına bağlantıyı sağlayan Çeşme Sokak, 2. Kale Sokak, Kayabaşı Sokak, Divanlı Sokak, Kesek Çıkmazı ve Cici Ahbap Sokak kesme parke taş kaplamasıyla döşenmiş. 

Alana girişi sağlayan Adnan Menderes ve Hacı İlbey Caddeleri üzerindeyse kaplama olarak beton parke taş kullanılmış. A sokağı, Gedik sokağı ve Belediye Meydanı yol kaplamalarında ise Arnavut kaldırımı döşenmiş. Alanın üçüncü derece yolları ise genellikle toprak ve stabilize yollardan oluşmaktadır. Konak sokağı, Mektepönü ve Çeşme sokakları ise alanın batısında geleneksel taş kaplamayla döşenmiş sokaklardır. (Bkz. Analiz Paftası 9: Yol Kaplamaları)

II.6. Uçhisar Görsel Değerler Analizi

Uçhisar Aşağı, Yukarı ve Tekeli olmak üzere üç mahalleden oluşmaktadır. Uçhisar üç blok halinde yükselen kalesiyle başlı başına görsel odak noktasıdır. Tarihsel konut dokusu, taş işçilikleri, Kale ve çevresi ile tarihi kent dokusunun hemen her noktasından muhteşem Göreme Vadisi manzarasının seyredilmesi, özellikle Kale önünden güneşin batışı zengin görsel manzara panoramaları ile Uçhisar önemli görsel zenginliklere sahiptir.

“Görsel Değerler Paftası’’ nda; (Bkz. Analiz Paftası 10: Görsel Değerler)
  • Doğal ve tarihi yapısı nedeniyle korumada öncelikli alan sınırı,
  • Peri Bacaları,
  • Uçhisar Kalesi,
  • Görsel değer taşıyan tarihi cepheler,
  • Tescilli Yapılar,
  • Meydanlar,
  • Panaromik Bakı Noktaları,
  • Vista Noktaları,
  • Özel önemi olabilecek ağaç toplulukları,
Gösterilmiştir.

II.6.1.Uçhisar Kalesi:

Görsel değer olarak en önemli doğal ve mimari değer Uçhisar Kalesi’dir. Kale zirvesi aynı zamanda bölgenin panoramik seyir noktasıdır. Kale içerisinde bulunan çok sayıdaki odalar birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmıştır. Odaların girişlerinde ise -tıpkı yeraltı yerleşimlerinde olduğu gibi giriş ve çıkış kontrol altına almaya yarayan sürgü taşları bulunmaktadır. Çok katlı bir özelliğe sahip olan Kale'nin bazı mekânları bugün yer yer göçtüğünden dolayı tüm mekânlara ulaşmak ne yazık ki mümkün olamamaktadır.

Arazinin topografik ve jeolojik yapısı nedeniyle alanda pek çok bakı ve vista noktaları bulunmaktadır. Uçhisar yerleşimi özellikle doğu ve güney-doğusunda ortalama eğimi % 15-25 eğim olan yamaçlarda yer seçmiştir. (Bkz. Analiz Paftası 11: Eğim Durumu)
Özellikle Kale ve çevresi alana hâkimiyeti açısından pek çok görsel zenginlik barındırmakta ve panaromik bakı noktaları sunmaktadır. Kale ve Kesek Meydanlarını çevreleyen tescilli ve tarihi yapılar sebebiyle görsel değer taşıyan sokak cepheleri oluşmuştur. Uçhisar doğal karakteri ve az bulunan jeolojik yapısı ile korunması gerekli Doğal ve Tarihi Sit alanlarına sahiptir. Alanda yeşil alan ihtiyacı sadece Belediye çevresindeki park ile sağlanmaktadır.

Kale içerisinde bulunan çok sayıdaki odalar birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmıştır. Odaların girişlerinde ise -tıpkı yeraltı yerleşimlerinde olduğu gibi-giriş/çıkışı kontrol altına almaya yarayan sürgü taşları bulunmaktadır.
Kale ve çevresindeki peribacalarına ve yamaçlara mezarların dışında çok sayıda güvercinlikler de inşa edilmişti. Yeterli toprağa sahip olmayan Uçhisarlı çiftçilerin az topraklarına karşılık çok ürüne ihtiyaçları vardı. Güvercin gübresinin tarımda verimi arttırdığını bilen Uçhisar’ lılar peribacalarının içlerine ya da vadi yamaçlarına güvercinlik inşa etmişlerdi.

Kalede bulunan sarnıçlar, odalar ve üst üste yığılan katlar ilginçtir. Geliri genelde turizmdendir. Uçhisar'ın doğu, batı ve kuzeyinde yer alan bazı peribacaları Roma Dönemi'nde mezarlık amacıyla oyulmuştur. Bu peribacaları görsel açıdan büyük önem taşımakta ve yerleşimin en otantik ve korunması gerekli özelliklerinden birini oluşturmaktadır. Gerek Kale'nin eteklerinde gerekse Kale'de çok az sayıda kaya oyma kiliseleri bulunmaktadır. Bunun nedeni belki de çok sayıda kilise ve manastıra sahip olan Göreme'nin Uçhisar'a yakın olmasındandır, Kale'nin zirvesindeki Bizans Dönemi'ne ait basit kaya mezarlar ise oldukça tahrip olduklarından ve soyulduklarından pek özellik arz etmezler.

II.7. Uçhisar Topografik Analizi

Uçhisar doğal ve tarihi sit alanı yerleşim alanları da dahil olmak üzere çoğunlukla % 10 eğimin aşıldığı özellikle alanın Kuzey kesimlerinde % 20-30 arası eğimin baskın olduğu bir topografik yapı sergilemektedir.
Topografyanın alandaki yerleşim ve dolaşım ilişkilerini nasıl etkilediğine baktığımızda genel olarak yerleşimin topografyaya uyumlu olduğunu ve çekim noktası olarak tanımlayabileceğimiz Kale’nin topografik olarak alanın en yüksek ve dik tepesinin üzerinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Kale alan içerisinde alana en hâkim noktada bulunduğundan görsel olarak alanın en dikkat çekici unsurunu oluşturmaktadır. Alanın doğusundaki yerleşim alanları genellikle %10 eğimin hâkim olduğu alanda bulunmaktadırlar. Kuzey ve Batıya doğru eğim yükselmekte ve konut yerleşimlerinin topografyaya uyumlu olarak daha dağınık bir yapı sergilemeye başlamaktadırlar (Bkz. Analiz Paftası 11: Eğim Durumu).

Yerleşimin doğu ve kuzey-doğu yamaçları topografik olarak oldukça engebeli bir yapı göstermektedir. Bu kesimler peri bacaları oluşumu açısından da yoğun erozyona maruz kalmış kesimlerdir (Bkz. Perspektif 3).


  
PERSPEKTİF 3: UÇHİSAR KUZEY-DOĞU YÖNÜNDE PERİBACALARI GÖRÜNÜMÜ (Çizim A. Fuat TEK)



II.8. Uçhisar Kaya Oyma Mekânları Nitelik ve Sorunları

Sağlamlığın simgesi olduğu düşünülen ve hiçbir zaman bozulmadığı, değişmediği varsayılan taşın, taş anıt ve mekânların zamanla bozulduğu gözlenmektedir. Orijinal oluşumu, kaya oyma mekânları (KAYADAM) ile ünlü Uçhisar taş bozulması yönünden ilginç bir örnek oluşturmaktadır.


FOTOĞRAF : KAYADAM KULLANIMINA BİR ÖRNEK

Erciyes ve Hasan Dağlarının volkan ve tüf yapısındaki Uçhisar yöresi yer yer kaya düşmesi, heyelan ve kaya kopması gibi jeolojik bakımdan sakınca yaratan olgularla karşı karşıyadır. Nitekim Uçhisar kalesi’nin kuzeydoğu kesimleri 1960’lı yılların sonunda “Afet bölgesi” ilan edilmiş ve boşaltılmıştır[6]. Uçhisar ve yakın çevresini oluşturan tüfler temelde silikatlardan oluşan, sünger gibi gözenekli, oldukça kolay işlenebilen taş türlerindendir. Taşlardaki bozulmaların fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik faktörlerin etkisiyle olduğu bilinmektedir. Ancak, insan faktörü de önemli bir bozulma ve tahrip faktörüdür. Binlerce yıldır yöredeki insan eylemi, denetimsiz mekânların oyulması ve dikkatsizce kullanımı doğal etmenlerle birleşerek tahribatın boyutunu arttırmıştır. Tüm bu faktörler, kaya mekânlarda yapısal değişimlere neden olmakta, sağlam temel doku bozulmakta, kolaylıkla ufalanan, dağılan, kopan ve yıkılan dayanıksız bir yapıya dönüşmektedir.

Bozulma mekanizmalarının anlaşılması için çeşitli kapsamlı arazi ve laboratuar çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Yapısal değişim çalışması için taşın bileşiminde meydana gelen değişmelerin izlenmesi gerekmektedir. Bu araştırmalarda petrografik mikroskopi, x-ışınları difreksiyonu, tarama ve geçirgenlik elektron mikroskopileri, diferansiyel ışın analizi, elektron spin resonans spektroskopisi, iletkenlik ve pH ölçümleri, nötron aktivasyon analizi, kızılötesi, görünen ve morötesi spektroskopileri, atomik soğurma ve sistematik kimyasal taş analiz yöntemleri uygulanmaktadır[7]

Yapısal değişim saptama çalışmaları yanı sıra mikrobiyolojik ve mikroklimatolojik faktörlerin de etkilerini anlamak gereklidir. Mikrobiyolojik faktörlerin incelenmesi taşta bozulmaya etken olabilecek mikrobitkilerin (liken, alg, mantar, bakteriler) etkinliklerini ve kontrol yollarını saptamayı içerir.

Mikroklimatik araştırmalar ise bölge iklim şartlarının taşa yansıyan durumunu ve taşın içinde ve dışında taş yüzeyinden derinliklere ısı ve nem ölçümleri taraması ve değerlendirilmesi çalışmalarını kapsamaktadır. Araştırmalar sonucu taşın bozulma mekanizmaları ve nedenleri ayrıntılarıyla belirlenmeli ve bunları mümkünse durdurmanın yolları ya da en azından bozulmayı kontrol altına almanın yolları aranmalıdır.
  
III. Genel Değerlendirme ve Sonuçlar

Uçhisar’ın savunma ve yerleşim amacıyla kullanımı Hititler döneminden başlamış, Bizanslar Döneminde Arap akınlarından korunmak için devam etmiştir. Hisar ve yakın çevresi, antik çağlardan bu yana oyularak içine çok sayıda kayadam, oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mezar, mahzen  yapılmış, 1960’lara kadar içinde ve etrafında yaşanmış önemli bir tarihsel ve doğal yerleşim alanıdır.

Yerleşim Kale etrafında, Güvercinlik Vadisinin kuzey doğu, doğu ve güneydoğu yamaçlarına kurulmuştur. Hem gözetleme hem de savunma amaçlı kullanılan Kale Selçuklu ve Beylikler döneminde de önemini korumuştur.

Uçhisar ilk kez Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlılara geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğulları Beyliği’ni Osmanlı’ya katmasıyla bölgedeki çatışmalar sona ermiştir.     

Uçhisar, Cumhuriyet sonrasında da gelişmesini sürdürmüş ve geleneksel kent dokusu 1960’lara kadar gelişimini sürdürmüştür. Kapadokya Bölgesi içinde, Nevşehir İl Merkezi birinci, Ürgüp ve Avanos ikinci kademe merkezlerdir. Üçüncü Kademe Merkezler ise; göreceli olarak daha küçük yerleşme birimleri olan Mustafapaşa, Ortahisar, Uçhisar, Derinkuyu, Kaymaklı, Avcılar ve İbrahimpaşa’dır. 

Uçhisar, Bakanlar Kurulu’nun 1997 yılında aldığı bir karar ile belirlenen “Nevşehir ve Çevresi Turizm Alanı” sınırları dahilinde kalmaktadır[8].  Uçhisar’da bulunan kentsel, doğal ve tarihi sit alanları ile, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları tespit çalışmaları 1982 yılında yapılmıştır[9]. Bu dönemde 17 taşınmaz, Kale ile Vasıl Deresi tescil edilmiştir.

Uçhisar’da bulunan sit alanları 1986 yılında yeniden irdelenmiştir. Bu çalışma sırasında doğal ve kentsel sit alanı niteliğindeki bölgelerin afet bölgesi ile çakıştığı saptanmıştır[10]. Afet bölgesinde, çoğu boşaltılmış olan geleneksel yapılardan inşaat malzemesinin alınmasının engellenmesi ve bu alanların boşaltılarak “Doğal Sit Alanı” olarak korunması gerektiği belirtilmiştir.

Bu karar bu bölgedeki yapıların terk edilmesine ve malzemesinin alınarak yeni yapılarda kullanılmasına neden olmuştur. Bu da bu kesimlerde dokunun büyük ölçüde tahribine yol açmıştır.


FOTOĞRAF : ONARIMDA DEVŞİRME MALZEME KULLANIMINA ÖRNEK

2002 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, Uçhisar’ı da içeren “Kapadokya Milli Parkı Uzun Devreli Gelişim Planı” hazırlanmıştır.
Uçhisar, Kapadokya Bölgesi içinde korunması gerekli önemli bir tarihsel, doğal ve kentsel sit alanıdır. Uçhisar’ın korunması gerekli özellikleri, Kalesi, doğal oluşumlar olan Peribacaları ve topografyaya uyumlu yöre mimarisi ile oluşmuş geleneksel kent dokusudur.  Yerleşim kuzey yönünde Kale olarak adlandırılan kaya kütlesi dik ve keskin olarak vadiyle birleşmekte olup, Peribacalarıyla çevrilidir. Kuzey açık olan yönde fazla konut yapılmamıştır. Avanos düzlüğüne bakan bu yönün kuzeye açık olması yerleşime mani olmuştur.

Güney batı yönünde ise yeni imar planına göre yapılanmış olan gelişim alanı yer almaktadır. Güney yönünde Kaya oteli istikametinde Ürgüp yolu, batı yönünde Nevşehir yolu Doğal Sit Alanı’nı sınırlamaktadır. Bu iki yolun birleşiği bölgede oluşan meydandan Kale yönüne,  Kuzeye doğru çıkan yol ve sonun da oluşan Kesek meydanında hediyelik eşyaların satıldığı dükkânların toplandığı ticari bölge oluşmuştur. Genelde terkedilmiş konutların derme çatma yapılmasıyla dönüştürüldüğü bu dükkânlar geleneksel dokunun içinde olumsuzluk yaratmaktadır.

Arazinin daha düz olduğu bu bölgede sokaklar arasında oluşan adaların orta bölgesinde sokak cephelerinin arkasında kalan yıkıntı halinde terk edilmiş bölgeler oluşmuştur. Afet bölgesi ilan edilen Kale ve civarı, evlerin terk edilmesiyle süratli bir tahribata uğramıştır. Özellikle sağlam durumda olan evlerin bir kısmı sökülerek yeni iskân bölgesindeki yapılarda kullanılmıştır. Zamanında tescillenmiş yapıların çok az oluşu korumayı sağlayamamıştır.

Günümüzde yörede turizmin etkinliğini arttırması, yöreye ve yaşama olan ilgi yeni bir hareketlenmeye sebep olmuştur. Özellikle yabancıların terk edilmiş veya mevcut konutları alıp onarmaya başlamaları, bazı evlerin de onarılarak pansiyon olarak kullanılmaları yöreyi cazip kılmıştır.

Çevre arazilerin Doğal Sit alanı olarak ilan edilmesiyle, gelişi güzel yapı yapmanın yasaklanması ile eski konutlar giderek değerlenmiştir. Eskiyi onarıp ayağa kaldırmak ekonomik güç istemektedir. Bu yüzden yöre halkının ekonomik olarak güçsüz oluşu evlerini satmaya yöneltmiştir.

Şehrin konutlar dışında kalan ama onlarla iç içe ve görsel olarak ta önemli bir parçası olan yollar kotlar arasında kalan boş kaya damlarının da elden geçirilerek sağlıklaştırılması görsel temizliğin sağlanması, yerel yönetime ağır yükler yüklemektedir.

Son 10 yılda Uçhisar’da 200’ün üzerinde bina yabancılar tarafından satın alınmış ve halen yaklaşık 6 ülkeden 100 civarında yabancı yerleşmiştir. Halen çeşitli onarım çalışmaları devam etmektedir.

Spekülasyona da açık olan arazi paylaşımı ve restorasyon sırasında ortaya çıkabilecek mülkiyet haklarının belirsizliği de konuyu karmaşık bir hale getirmiştir. Ayrıca alt yapı zorlukları Kale için ilan edilen Afet bölgesinin durumu ve alınacak önlemler belirsizliğini korumaktadır. Bu sorunların bilincinde olan Uçhisar Belediyesi ve Nevşehir K.T.V. Koruma Kurulu koruma planı yapılması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu araştırma aşaması Koruma Planına gidecek en önemli aşamayı oluşturmaktadır.






EKLER





 EK I:

1987 YILINDA ALINAN KARAR UYARINCA UÇHİSAR KENTSEL, DOĞAL VE TARİHİ SİT ALANLARINDA UYGULANACAK KOŞULLAR[11]

KORUMA İLKELERİ:

  1. Tescil edilen anıtsal yapılarla sivil mimarlık örneklerine bitişik ve çevresel yapılanma istekleri, “Geçici Dönem Yapılanma Koşulları” na uygun olmaları halinde dahi Bölge Kurulu görüş ve kararı alınarak uygulama yapılacaktır.
  2. Bölgenin doğal kaya oluşumlarının önemi nedeniyle ve kaya içine oyularak yapılan yapıların peri bacalarının parçalanmasına ve yörede afete yol açması nedeniyle yeni yapılacak yapılarda kaya içine oyularak yapılanmaya gidilemeyecektir.
  3. Kentsel sit alanı içinde 300 m2 den az ifraz, 1000 m2den fazla tevhid yapılamayacaktır.
  4. I. Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı içinde kaya içinde oyularak ya da başka bir biçimde kesinlikle yapı yapılamayacaktır. Alan içinde bulunan tescilli ya da diğer yapıların esaslı onarımları için, Kurul’dan projesi ile birlikte izin alınması gereklidir. Bu alanlarda yalnızca; kaya gezinti patikaları, köprüler, dinlenme yerleri, meşrubat satış yerleri, lavabo, tuvalet, bekçi kulübeleri, bilet satış gişeleri, PTT, Banka şubeleri, güvenlik kuvvetlerinin gereksinme duyacağı karakol nöbetçi kulübesi vb tesisler yapılabilecektir.  Bu tür tesisler, Kurul’un olumlu görüşü alınarak yapılabilecektir.

Zorunlu olarak yapılacak yukarıdaki alt ve üst yapı tesislerinde malzeme, renk, doluluk, boşluk, kütle oranları, çatı biçim ve malzemesi vb bakımlardan yöredeki yerleşmelerin mimarisine ve bu karar eki yapılaşma koşullarına uyulacaktır. Bunların dışında; bu alanlara herhangi bir inşaat ve altyapı yapılamaz. Ayrıca yörede bilahare tespit edilecek alanlar dışında mağara, soğuk hava deposu, taş, hışır ve kum ocakları açılamaz.
  1. Uçhisar Kentsel, Tarihi ve Doğal Sit Alanı içinde adi onarıma Belediye ve Müze Müdürlüğü yetkilidir. Belediyesinden ve Müze Müdürlüğünden izin alınmadan korunması gerekli yapılarda hiçbir inşai müdahalede bulunamaz.

Adi onarımda, Belediyenin hazırlayacağı adi onarım zaptının bir sureti ile yeterli iç ve dış fotoğrafları, müze raporu, bilgi için Bölge Kurulu’na iletilecektir. Onarım sonrasında, onarımın eskiye uygun yapıldığı hususu yine bir zabıtla tespit edilip, onarım sonrası fotoğrafları ile birlikte bilgi için tekrar Bölge Kurulu’na iletilecektir.
Uçhisar sit alanları içinde tescil edilen ve edilecek korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı kararı alınmış bulunan sivil mimarlık örneklerinin “tamir, tadil ve restorasyonları” (esaslı onarım) için tekniğine uygun 1/50 veya 1/100 ölçekli bir röleve projesi içten ve dıştan tanıtıcı fotoğrafları ile hazırlanmış tamir, tadil ve restorasyon projelerinin Bölge Kurulu’na getirilerek uygulama izni alınması zorunludur.  Bu yapıları tamamlayan müştemilat, avlu vb gibi eklerde de aynı koşullar geçerlidir.
Yapılacak uygulamanın denetleme ve kabulü Bölge Kurulu tarafından yapılacaktır. Uygulama sonucuna ait fotoğraflar ve rapor bilgi için Bölge Kurulu’na iletilecektir.

  1. Uçhisar Kentsel, Tarihi ve Doğal Sit Alanı içindeki yollar beton ya da asfalt kaplanmayacaktır. Yolların orijinal taş kaplaması korunmalıdır.
  2. Uçhisar Kentsel Sit Alanı içinde bulunan tescilli olmayan diğer eski taş yapılar hiçbir şekilde sıvanmayacak ve boyanmayacaktır. Yeni yapılar ise beyaza boyanacaktır.
  3. Kadastro ile belirlenmiş yol formu hiçbir amaçla değiştirilemeyecektir.
  4. Uçhisar, kentsel, doğal ve tarihi sit alanlarını kapsayan koruma geliştirme imar planı Belediyesince yaptırılacaktır ve Kurul’un onayına sunulacaktır. Söz konusu plan hazırlanana dek bu karar eki yani yapılaşma koşulları geçerlidir. Plan kararları geliştirilirken de bu koruma ilkelerinden ve yapılanma koşullarından yararlanılması zorunludur.
  5. Afet Bölgesi içinde yeni yapılanma izni verilmemelidir. Ancak bu alanlarda bulunan ve yıkılma tehlikesi içinde olan eski ve geleneksel yapılardan inşaat malzemesi alınmasının engellenmesi ve bu alanların boşaltılarak olduğu gibi korunması gereklidir.
  6. Uçhisar Kalesi koruma alanı içinde;
·         Kaya içine oyularak ya da başka bir biçimde yapılanmaya gidilemeyecektir.
·         Bu alan içindeki yapıların tümünde korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları dışında her türlü onarım ve tadilatlarına Belediye ve Müze Müdürlüğü yetkilidir. Belediyesinden ve müze müdürlüğünden izin alınmadan hiçbir inşai müdahalede bulunulamaz.


  
EK II

1987 YILINDA ALINAN KARAR UYARINCA UÇHİSAR KENTSEL SİT ALANI İÇERİSİNDE UYGULANACAK YENİ YAPILANMA KOŞULLARI :
  1. Yapıya kot verilmesi:
Yapı yapılacak parsel eğimli bir alanda değilse, bina yüksekliği, parselin cephe aldığı mevcut kadastral yolun, parsel önündeki en düşük noktasından son kat tavanı üstüne kadardır. Arazi eğimli ise; yapının parsel üzerinde kapladığı alanın kot ortalaması alınarak yapı alanı ortasından kot verilir. Meyilden dolayı kat kazanılamaz.
  1. Duvar örgüsü, renk ve çıkma;
Kentsel sit alanı içerisinde yapılacak tüm yeni yapılarda, yörenin geleneksel yapı malzemesi olan tüflü kesme taş kullanılması zorunludur. Taş malzeme ahşapla birlikte kullanılabilir. Dış cephe duvarları kesinlikle sıvanmayacak ve boyanmayacaktır. 
Daha önce yapılmış olan yapılarda ise (taş malzeme ile yapılmamış olanlar) sıvanacak ve beyaza boyanacaktır.
Binalarda kapalı çıkma yapılabilir ancak;
·         Zemin katın üzerinden başlamalıdır,
·         Alt kat duvarından 15-25 cm.den fazla öne çıkmamalıdır.
·         Konsollar taş malzeme ile yapılmalıdır, geometrik desenli süslemeler kullanılabilir.
·         Tüm kat çıkması yapılabilir.
  1. Çatı; düz, teras çatı ya da kırma veya beşik çatı olabilir. Kırma ya da beşik çatı yapılması durumunda;
·         Kiremit örtülecektir.
·         Çatı eğimi en fazla % 30 olacaktır.
·         Çatıya 0.30-0.50 m. saçak yapılabilir.
·         Saçak altı ahşap kaplanabilir.
·         Çatı üzerinde baca dışında çıkıntı yapılamaz.
·         Çatı katı ya da çekme kat yapılamaz.
  1. Bodrum kat ve müştemilatlar;
Bodrum kat yapılamaz. Mevcut bodrum katlar da iskâna açılamaz. Müştemilatlar avlu içinde ve sokaktan görünmeyecek şekilde yapılabilir. Yapıya 5 metreden fazla yaklaşamaz, inşaat alanı en fazla 20 m2 ve yüksekliği en fazla 2.00 m. olabilir.
  1. Pencere ve Kapılar;
Pencere boyutları genişliği 60–90 cm arasında olmak üzere en/boy = 1/2 olacaktır. Kemerli veya düz dikdörtgen pencere yapılabilir. İki pencere yan yana geldiğinde aradaki mesafe çift pervaz toplamından daha az olamaz. 1. Kat pencereleriyle zemin kat pencereleri birbiri doğrultusunda olmalıdır. Pencerelerde ahşap kepenk kullanılabilir, bunlar tercihan doğal ahşap renginde koruyucu ile boyanabilir. Giriş ve avlu kapıları düz veya kemerli, tek veya çift kanatlı ahşap olabilir. Kapı genişliği 1 metreden az olamaz.
  1. Bahçe Duvarları; Bahçe duvarlarının tüflü kesme taştan yapılması zorunludur. Duvar yüksekliği (Harpuşta dahil) 1.50 metreden az olamaz ve eğimli yerlerde tretuvardan itibaren 1.50 metreden az olmamak üzere kademelendirilebilir. ,
  2. Yapı Nizamı; Yapı nizamı bitişik ya da ayrık olabilir ancak;
·         Meskûn alanlarda; Mevcut bir bina yıkılıp yerine yapılacaksa, eski binanın nizamına göre yapılabilir. Meskûn alanda oluşmuş komşu ön cephe hattından önde olamaz. Mevcut yapının taban alanı kullanılabilir. Bu durumda ön, yan ya da arka bahçe mesafeleri (yıkılan) mevcut yapının durumuna göre belirlenir.
·         Boş Parsellerde; Yapı nizamı parselin bulunduğu yapı adası ve sokaktaki yapı nizamına göre yapılabilir. Parselin bulunduğu adada bitişik nizam hakimse yeni yapılacak binaların geri çekme mesafesi parselin iki yanındaki bina cephelerinden önde olamaz.
·         Ayrık nizamlı yapı adalarında ise; ön bahçe mesafesi bitişik parselin ön bahçe mesafesinden az olamaz. Bitişik parselde yapı bulunmaması durumunda bu mesafe en az 5 metre olabilir. Yan bahçe mesafesi ise en az 3 metre olmalıdır.
·         Boş parsellerde ya da mevcut binanın taban alanının kullanılmaması durumunda;
                 Max. h = 6.50 m.
                 TAKS = 0.50
                 KAKS = 1.00 olacaktır.



EK III.

1987 YILINDA ALINAN YÜKSEK KURUL KARARINA GÖRE NEVŞEHİR İLİ MERKEZ BUCAĞI TESCİL KAYDI DEVAM EDEN TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI [12]

Sıra
No       Adı                 Adres                          Pafta        Ada         Parsel
1       İlkokul                                                    2               251              --
2       Karamanoğlu Camii  Yukarı Mah.           2                 -                368
5       Konut          Belediye Sok.No:11              2                 -                318
6          “               Belediye Sok.No:13              2                 -                319
7          “               Belediye Sok.No:15              2                 -                 -
8          “               Belediye Sok.No:41              2                 -           273-359 
9          “               Belediye Sok.No:43-45         2                 -                360
10        “               Belediye Sok.No:22              2                 -                637
11        “               Aşağı Mah.Kolsuz Sok.         2                 -                628
                            No:73             
12        “               Kolsuz Sokak                       2                 -                657
13        “               Aşağı Mah. Gedik Sok.
                             No: 16                                 2                 -               728         
14         “              Belediye Sokak No.2
                             Gedik Sokak No:1                2                 -               694
15  Eski Kilise                                                    -                  -                  -
16     “      “                                                        -                 -                  -
17  Kaya Otel                                                     -          -                  -
18  Kale                                                            -            -                  -
19  Vasıl Deresi                                            -                  -                  -

TESCİL KAYDI KALDIRILAN TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI

4       Konut          Belediye Sokak                  2                -                317


EK V.

TESBİT FİŞİ ÖRNEĞİ  




KAYNAKLAR

1. Resmi Belge, Karar ve Yazışmalar:

·         Bakanlar Kurulu’nun 23.09.1997 Tarih ve 9985 Sayılı Kararı,.
·         25.11.1986 Gün ve 19292 Sayılı Resmi Gazete.
·         07.10 1997 Tarih ve 23133 Sayılı Resmi Gazete.
·         Kültür Bakanlığı’nın 27 Ekim 2004 Tarih ve B 16 0 YİGM 0 07 01/500120001 Sayılı Yazısı.
·         Nevşehir Valiliği, İl Kültür Müdürlüğü’nün 22.12.1992 Tarih Ve 2224 Sayılı Yazısı.
  • Nevşehir Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Merkez Müze Müdürlüğü, 27.08.1987 Tarih Ve 690/460 Sayılı Kültür ve Turizm Müze Müdürlüğü Yazısı. 
·         Nevşehir Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Merkez Müze Müdürlüğü’nün, 21.09.1987 Tarih Ve 690/ 537 Sayılı Yazısı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu Müdürlüğü’nün 28.06.2004 Tarih Ve B.16.0.N.KTV. 4.50.00. 00 / 50.00.8.1- 1984 Sayılı Yazısı.
  • Nevşehir K.T.V.Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 14.01.2005 Tarih Ve B.16.0. N.KTV. 4.50.00.00:50.00.8.1 – 76 Sayılı Yazısı.
  • Uçhisar Belediyesi’nin 17.02.1987 Tarihli Kararı.
·         Uçhisar Belediye Başkanlığı’nın Anıtlar Bölge Kurulu’na Hitaben Yazdığı 09.12.1988 Tarih Ve 434  Nolu Yazı.
·         Uçhisar Belediye Başkanlığı’nın Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu Md.lüğüne Yazdığı 30.11.1994 Tarih ve 583 Sayılı Yazı.
  • Uçhisar Belediyesi’nin, Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu Müdürlüğü’ne Yazdığı 22.03.1995 Tarih ve 104 Sayılı Yazı.

2. Gayr-i Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Kararları :

·         G.E.E. ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.07.1976 gün ve A-69 Sayılı Kararı.
·         G.E.E. ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.04.1982 Tarih ve A-3462 Sayılı Kararı.

3. Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Kararları :

·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu’nun  25.01.1985 Gün ve 650 Sayılı Kararı
·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu’nun 14.09.1985 gün ve 1403 Sayılı Kararı.
·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu’nun 25/12/1986 Gün ve 2905 Sayılı Kararı. 
·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu’nun 02.07.1987 Tarih ve 3446 Sayılı Kararı
·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu’nun 22.01.1987 Tarih ve 2965 Sayılı Kararı.
·         T.K.T.V. Yüksek Kurulu ‘nun 19.04.1988 Tarih ve 163 sayılı Kararı.
·         .
4. Kayseri ve Nevşehir K.T.V. Koruma Kurul Kararları :

·         Kayseri K.T.V.Koruma Kurulu’nun 19.04.1988 Tarih ve 163 Sayılı Kararı.
·         Kayseri K.T.V.Koruma Kurulu’nun 05.08.1988 Tarih ve 264 Sayılı Kararı.
·         Kayseri K.T.V.Koruma Kurulu’nun 30.09.1989 Tarih ve 542 Sayılı Kararı.
·         Kayseri K.T.V.Koruma Kurulu’nun 26.10.1991 Tarih ve 1149 Sayılı Kararı.
·         Kayseri K.T.V.Koruma Kurulu’nun 26.06.1993 Tarih ve 1503 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun 27.05.1995 Tarih ve 195 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun  25.04.1997 Tarih ve 615 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun 11.05.1998 Tarih ve 838 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun 17.11.1999 Tarih ve 1123 Sayılı Kararı
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun 11.04.2003 Tarih ve 2191 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.Koruma Kurulu’nun 11.04.2003 Tarih ve 2188 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.K.Kurulu’nun 19.03.2004 Tarih ve 2603 Sayılı Kararı.
·         Nevşehir K.T.V.K.Kurulu’nun 02.07.2004 Tarih ve 2717 Sayılı Kararı.

5. Araştırma ve Plan Raporları :

·         UÇHİSAR EVLERİ, “Hazırlık Etüt Çalışması”, Nisan 2000,  CANSEVER, F. (Yürütücü),
      BİZEROĞLU, U. (Araştırma), Uzer, M.,  ARGOS Turizm, Yatırım, Ticaret A.Ş., S.324.
·         BURAT, O., ALPARMAN, E., AKAYA, M., SAKTANBER, S., Ağustos 1986, “UÇHİSAR TURİZM YERLEŞME ALANI UYGULAMA PLANI”, 1/1000 Plan Raporu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Bankası A.Ş. Gn. Md., Fiziksel Planlama Grup Başkanlığı.
·         ATUK, N., AKGÜÇ, A., 1986, Nevşehir, Ürgüp, Uçhisar ve Ortahisar’da bulunan sit alanları ile korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının 2863 Sayılı Yasa doğrultusunda tespiti ve 2981 Sayılı Yasa doğrultusunda irdelenmesi amacıyla hazırlanan araştırma raporu.
·         ERAVŞAR, O., KİRAZ, N., GÜVEN, C., tarafından hazırlanan 07.05.1993 Tarihli Rapor.
·         ACAR, Y., MUMCULAR, H., YÜKSEL, F. tarafından hazırlanan 22.05.1995 Tarihli Rapor.
·         Nevşehir Koruma Kurulu Uzmanlarının Hazırladığı 10.04.2003 Tarihli Rapor.
İDİL, B., Mart 2004, “UÇHİSAR (NEVŞEHİR) İLAVE İMAR PLANI – AÇIKLAMA


[1] Erdoğmuş, M., 2000,  Nevşehir-Ürgüp Yöresi Tüflerinin Malzeme Jeolojisi Açısından Araştırılması, Uçhisar Evleri.
[2] http://www.ahbapkonagi.com/default.htm
[3] http://www.geocities.com/tekelli/abouttekellievi.html
[4] http://www.travelguide.gen.tr/otel-detay~HID~1439~Otel~U%C3%A7hisar_Kaya_Hotel.htm
[5] UÇHİSAR EVLERİ, “Hazırlık Etüt Çalışması”, Nisan 2000,  Cansever, F. (Yürütücü), Bizeroğlu, U. (Araştırma), Uzer, M.,  ARGOS Turizm, Yatırım, Ticaret A.Ş., S.324.
[6] Uçhisar’ın doğu-güney doğu yamaçları 15.08.1969 Tarihinde “muhtemel kaya düşmesi ve mağara çökmesi gerekçeleriyle yapılaşma dışı bırakılarak jeolojik açıdan sakıncalı alan ilan edilmiştir. Fakat, Kele çevresinde yerleşimin bir kısmı “mağara çökmesi”, 08.07.1983 Tarih ve 7757 No’lu Bakanlar Kurulu Kararı ile Afet kapsamı dışına çıkarılmıştır.”
[7] “Göreme’de Korumaya Yönelik Taş ayrışma Mekanizmalarının Araştırılması”, ODTÜ Araştırma Grubu, S. 139. ve “Göreme Kaya Yapılarının Yapısal Sağlamlaştırma Projesi”, UNESCO.
[8] Bakanlar Kurulu’nun 23.09.1997 Tarih ve 9985 Sayılı Kararı ile belirlenmiş ve 07.10 1997 Tarih ve 23133 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[9]G.E.E. Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.04.1982 Tarih ve A-3462 Sayılı Kararı.
Bu kararda; 1710 Sayılı Yasa uyarınca Sit Alanı ilanı ve eski eser tespitleri yapılmıştır. Sit alanlarındaki yıkılma tehlikesindeki yapılardan malzeme alınmasının yasaklanması ve çevre görüntüsünün bozulmaması isteniyor.
[10]ATUK, N., AKGÜÇ, A., 1986, “Yayımlanmamış Araştırma Raporu”, Bu çalışma Nevşehir, Ürgüp, Uçhisar ve Ortahisar’da bulunan sit alanları ile, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının 2863 Sayılı Yasa doğrultusunda tespiti ve 2981 Sayılı Yasa doğrultusunda irdelenmesi amacıyla yapılmıştır.
[11] Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 02. 07.1987 tarih ve 3446 Sayılı Kararı.
[12] Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 02.07.1987 Tarih  ve 3446 Sayılı Kararı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder