Bu Blogda Ara

6 Ocak 2010 Çarşamba

“BİLİM, SANAT VE KÜLTÜR KENTİ BERGAMA’DA (PERGAMON) KÜLTÜREL TURİZM AMAÇLI KORUMA POLİTİKALARI”




Hollanda Alkmaar Şehri, Hollanda Belediyeler Birliği (VNG) ve
Türkiye Belediyeler Birliği(TBB)’nin LOGO East Programı


İNSANLIĞIN EVRENSEL KÜLTÜR MİRASI : BERGAMA SEMPOZYUMU
“Bergama’daki Tarihi Çevrenin Korunması ve Turizme Kazandırılması”.
7 – 8 Eylül 2007

BERGAMA


“BİLİM, SANAT VE KÜLTÜR KENTİ BERGAMA’DA (PERGAMON) KÜLTÜREL TURİZM AMAÇLI KORUMA POLİTİKALARI”

Mehmet TUNÇER

Doç. Dr. Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı (ODTÜ)
Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilim Doktoru (AÜ-SBF)


Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Mimarlık Bölümü Başkanı



I. AMAÇ

Bu Bildirinin amacı; “Bilim, Sanat ve Kültür Kenti Bergama” yerleşiminin arkeolojik ve doğal değerlerini, anıtsal eserlerini geleneksel kent dokusunu korumak amacıyla yapılmış çalışmaları kısaca değerlendirmek ve bu değerlerin bütüncül, sürdürülebilir korunması ve geliştirilmesine ilişkin görüş ve öneriler geliştirmektir. Ayrıca, bir başka amaç da; “KÜLTÜREL TURİZM”’e yönelik bundan sonraki çalışmalara yön verebilecek, “Tarihsel Ve Doğal Çevre Koruma Politikaları” geliştirmektir.
Bu çalışmada öncelikle doğal, kültürel ve tarihsel değerlerin korunmasına yönelik sorunlar anlatılacak, yapılan çalışmalar değerlendirilecektir. Daha sonra geleceğe yönelik koruma – geliştirme politikaları geliştirilecektir.

II. BERGAMA’DA KORUMA DEĞERLERİ VE KORUMA SORUNLARI

1990’ların başında Bergama Sunağı, Sunağın Berlin’e kaçırılışı ve geri iadesi için harcanan çabaları, Bergama Belediye Başkanı’nın müze önünde gecelemesi konu ile ilgili hemen herkes tarafından bilinmektedir. Bergamalılara verilen cevap daha da ilginç ve acıdır: “Sunağı geri verirsek inşaatlarda kullanırsınız !” (Şekil 1)

Nitekim günümüzde bile hala pek çok değerli arkeolojik parça inşaatlarda devşirme malzeme olarak kullanılmaktadır. Bergama sokaklarında dolaşırken dikkatli bir gözün görebileceği parçalar ile küçük bir müze donatılabilir.
Bergama’da bugün geleneksel doku ve yeni gelişmeler iç içe girmiş, antik dönem kalıntıları ise silinmek üzeredir .



ŞEKİL 1: BERLİN PERGAMON MÜZESİNDE ZEUS SUNAĞI (REKONSTRÜKSİYON)

Bergama kentsel ve arkeolojik sit alanları; yani iki bin yılı aşkın bir süredir, bilim adamlarının, arkeologların, mimarların, sanat tarihçilerinin, kent plancılarının, heykeltıraşlarının ve benzeri sanat ve kültür adamlarının hayranlıkla bahsettikleri, üzerinde araştırmalar yapıp, yazılar yazdıkları ve övgü ile bahsettikleri tarihi kent bugün yer yer yok olma tehlikesi ile karşı karşıya…

Özellikle;
1. Kent merkezi çevresinin önceleri kentsel sit alanı olan kesiminin sit alanından çıkarılması ve bu kesim için yoğunlaşmaya yönelik yeni bir imar planı yapılması (Şekil 2-3) ,



ŞEKİL 2 : BERGAMA’DA ALAN NİTELİKLERİ



ŞEKİL 3 : BERGAMA TARİHİ KENT DOKUSU İLE UYUMSUZ İMAR PLANI KARARLARI

2. Kent ile bütünleşik olan arkeolojik alanlarda özellikle Musalla Tepesi çevresindeki kaçak yapılaşmalar, gecekondulaşmalar (Şekil 4),



ŞEKİL 4 : MUSALLA TEPESİ ÇEVRESİNDE GECEKONDULAŞMA



3. Arkeolojik kalıntıların üstünde yer seçen askeri alanlar, kentin Selçuklu ve Osmanlı Dönemi geleneksel kent dokusu ile, Roma Dönemi’ne ait en önemli iki tiyatrosunu yok olma noktasına getirmiştir (Şekil 5-6). Bu tiyatrolardan biri, Anadolu’da ender rastlanan, Side ve Aspendos benzeri, herhangi bir doğal dayanağı bulunmadan tamamen yapay olarak inşa edilmiştir. Bir başka özelliği de bir çayın üzerine tonozlar kurularak inşa edilmiş olması ve zaman zaman suyun önü kesilerek su sporları ve gösterileri için de kullanılmış olmasıdır.


ŞEKİL 5-6 : YOK OLMA NOKTASINDA OLAN ANTİK TİYATRO
Tiyatrolardan diğeri ise Viran Kapı olarak adlandırılmakta, kaveası içinde zeytin ağaçları yetişmiş, formunu gecekondulardan korumaya çalışmaktadır. Bu tiyatroların çevresi tamamen yasal olmayan yapılaşmalarla çevrilmiş, yol, su, elektrik gibi kentsel altyapı servisleri getirilmiş ve imar ıslah tapuları verilme yolu açılmıştır (Şekil 7-8).



ŞEKİL 7-8 : VİRAN KAPI VE ÇEVRESİNDEKİ GECEKONDULAR


4. Bergama için esas büyük tehdit, kentin yenilenmesi için yapılmış ve geleneksel dokunun büyük bir kısmını da içeren yürürlükteki imar planından kaynaklanmaktadır . Bu planda, Bergama’nın Selçuk ve Osmanlı dönemi tarihi kent dokusu tamamen yok varsayılarak, dokuyla uyumlu olmayan yeni yollar önerilerek bir kısmı açılmış, geleneksel parsel ve yapı düzeni ile çelişen büyük parseller ve çok katlı (4-5 kat) yapılaşmalar önerilmiştir (Şekil 3).
Bu plan kararlarına uygun olarak tarihi kent merkezinde cadde ve sokaklar açılmış, eski Bergama evleri yıkılarak, yeni yapılaşma ruhsatları verilmiştir. Bu plana uygun yapılar kent içinde, özellikle geleneksel kent merkezi çevresinde yükselmeye başlamış ve Bergama’nın İzmir girişindeki etkileyici Akropol görünüşü yer yer örtülmeye başlamıştır. Akropol’den kente bakıldığında da; ne yazık ki, 2000 yıllık kentin siluet ve görselliğinin dokuyla uyumsuz, çirkin beton bloklar tarafından bozulduğu ve kentin kimliğinin yer yer yitirilmeye başladığı gözlenmektedir (Şekil 9).
Kentsel sit alanı, tarihi kent merkezi çeperlerine kadar daralttığından, bu alan dışında kalan kesimlerde uygulanmakta olan imar planı, Bergama tarihsel kent dokusunun ve kent kimliğinin giderek yok olmasına neden olacaktır.
1992-95 tarihleri arasında, Kültür Bakanlığı tarafından hazırlanmış bulunan, ancak mahkemelik olarak yürürlüğe girmeyen “Koruma Amaçlı İmar Planı” bu imar planının ancak bir bölümüne müdahale edebilmiş ve kat yükseklikleri düşürülmüştür . Ancak, geri kalan kesimlerin de kent dokusunu koruyucu ve geliştirici olarak ve siluetleri düşünerek yeniden ele alınması gereklidir.

5. Bir başka tehdit de; Pax Romanum (Roma Barışı) Dönemi’nin Anadolu’daki en önemli simgelerinden biri sayılan, Mısır Tanrıları için yapılmış ve Bizans Döneminde Bazilikaya çevrilmiş Anadolu’nun en büyük tapınaklarından biri olan Serapis Temple (Kızıl Avlu) ve üzerinde yer aldığı Roma Dönemi Tonozu (Tünel) ‘nda vardır (Şekil 10).


ŞEKİL 9 : BERGAMA TARİHİ KENT DOKUSU İLE UYUMSUZ ÇOK KATLI YAPILAŞMALAR



ŞEKİL 10. ÖN AVLU VE KIZIL AVLU VE ÜZERİNDE YER ALDIĞI ROMA DÖNEMİ TONOZ
PLANI (Bergama Çayı Antik Tünel içinden, avlu altından geçmektedir)

Bergama Çayı (Selinus), bu tapınak ve çevresindeki sosyal ve dinsel yapılar kullanılarak yaklaşık 200 metre doğusundaki bir tünele alınmış ve aşağı kent ile fiziksel bir bütünlük sağlamıştı. Bergama’nın bu kesimi yüzyıllardır ayaktadır ve “Ne Yerde, Ne Gökte Mahallesi” olarak bilinmektedir. Ancak, Kozak-Bergama-Soma Yolu’nun bu tonoz-tünel üzerinden Kızıl Avlu kenarından geçmesi, son yıllarda artan ağır araç trafiğinin neden olduğu yük ve titreşim 2000 yıldır ayakta duran bu çok önemli yapıya büyük zarar vermektedir. Hatta, tonoz-tünelde çökme tehlikesi bulunduğu söylenebilir. Bu güzergahın daha güneye kaydırılması ile ağır araç trafiğinden arındırılarak Kızıl Avlu ve yakın çevresinin yaya ağırlıklı bir “Açık Hava Müzesi” olarak düzenlenmesi, kentin güney-doğusunda Bergama Çayı üzerinde yeni bir köprünün inşa edilmesi gereklidir (Şekil 11). Yüz elli yıl kadar önce bu yol kervanlar için kullanılmaktaydı ve alttaki yapılara herhangi bir zararı bulunmamaktaydı (Şekil 12)



ŞEKİL 11. KIZIL AVLU VE KOZAK YOLU (1992)


ŞEKİL 12. KIZIL AVLU (1840) (T.Allom)

6. Kent içinde dolaşıldığında, antik dönemlerden kalma pek çok mermer parçanın devşirme olarak kullanıldığı gözlenmektedir. Roma dönemi Bergama’sının yaklaşık 250 000 nüfusa sahip, görkemli bir kent olduğu, Selçuk ve Osmanlı Kenti’nin tamamen bu kent üzerine kurulduğu düşünülecek olursa, kentin en azından Cumhuriyet Dönemine kadar geliştiği alanların altında Helenistik Dönem ile Roma Dönemi kent kalıntıları yatmaktadır. Kentsel yapılaşmanın kaldırılarak kazı yapılması olanağı bulunmadığı düşünülürse, her yeni inşaatın temel kazısının arkeoloji ve sanat tarihi açısından ne kadar önemli olduğu çıkar. Bergama Arkeolojik Sit Alanları dışında, kent içindeki yeni yapılaşmalarda temel kazılarının denetlenmesi, çıkabilecek her türlü bulgunun değerlendirilerek kentin Helenistik ve Roma Dönemi Planının oluşturulması gereklidir.


III. KÜLTÜREL TURİZM ve BERGAMA : DURUM SAPTAMASI ve ÖNERİLER

Turizm, çok taraflı aktivitelerden oluşan karma ürün veya hizmet karakterinde bir olgudur. Turizm birçok ekonomik, kültürel, doğal alt sektörlerin girdilerini kullanırken diğer birçok faaliyetin de girdisini teşkil etmektedir. Turizm, insanların, hangi amaçla katılırsa katılsınlar, çağdaş bir tüketim üründür. Turizm, ülkelere, bölgelere ve 36 sektöre ekonomik katkı sağlamaktadır. Sürekli yaşanan değişim ile birlikte turizm çeşitleri de farklılık göstermektedir. İnanç turizmi, kültür turizmi, doğa ve spor turizmi dünya turizm pazarındaki paylarını artırmaktadır. Artık turistler sadece deniz, kum, güneş yerine tarihi, kültürel, ekonomik değerleri tercih etmeye başlamıştır. Kültürel turizm günümüzde doğa turizmi (eko-turizm) ile beraber gelişen önemli bir sektördür.
Bergama uzun yıllar turizm faaliyetleriyle iç içe olmasına rağmen günü birlik etkinliklerin yaşanması, konaklamanın yok denecek kadar az olması nedeniyle turizmden istenilen ekonomik kazanç elde edilememiştir. Turizmden yeterli kazanç sağlayamayan halk, bu konuda yatırım yapmaktan kaçınmaktadır. Bu nedenle Bergama’da yoğun turistik yatırımlar görülmemekte ve turizm ekonomide sürükleyici bir faktör olamamaktadır.
Ancak yine de gerek gelişmenin bir parçası, gerekse turizmin itici bir takım ekonomik etkileri de göze çarpmaktadır.



III.1. BERGAMA BELEDİYESİ’NİN TARİHSEL VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI ve DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALARI

Bergama tarihi ve kültürel turizmin geniş mozaiğini oluşturan, eski uygarlıkların iç içe yasadığı ayrıcalıklı bir ilçedir. Antik dönemden, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine, Cumhuriyet Dönemine kadar pek çok tarihsel/kültürel miras günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu mirasın kapsamlı plan ve projelerle korunması ve değerlendirilmesi gereklidir.
“Tarihsel Çevrenin Korunması” konusunda, Merkezi Yönetimin ve Yerel Yönetimlerin bir arada ve işbirliği içinde, köklü yönetsel, yasal, ekonomik ve akçalı çözüm yolları ve olanakları geliştirmeleri gereklidir. Merkezi Yönetim ile Yerel Yönetimlere, yürürlükte olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası (2863/3386 ve 5226 Sayılı ) ile İmar Yasası (3194), Belediye Yasası’nda (1580) tarihsel çevrenin korunması konusunda bazı görev ve yetkiler verilmiştir. Ancak, özellikle Yerel Yönetimlerin bu yetkileri tam ve doğru olarak kullandıklarını söylemek olası değildir.
1990’ların başında yapılmış olan Koruma Amaçlı Planlama Çalışmaları ve Tarihi kent Merkezi Düzenleme Projesi uzun yıllar süren Koruma Kurulu ile Kültür Bakanlığı arasındaki tartışmalar nedeni ile sonuçlandırılamamıştır. Bu çalışmaların mahkemelik olması nedeni ile de uygulamaya geçilmesi gecikilmiştir. Bu dönemde, “Bergama Belediyesinin örgüt yapısında ileriye yönelik düzenlemeler yapılması, doğrudan başkana ve imar müdürüne bağlı “Tarihsel Çevre Koruma Müdürlüğü” oluşturulması, bu birimlerin ilgili uzman meslek dalları ile donatılması gerekli” olduğu vurgulanmıştı. Arkeolog, sanat tarihçisi, restorasyon uzmanı mimar ve şehir plancısı bu birimlerin temel kadroları olmalıdır. Gerçekleştirilmesi güç ve zaman alıcı kadroların oluşturulması yanı sıra, belediyelerin ellerindeki olanakları kısa vadede bilinçle kullanmaları, tarihsel çevrelerde koruma ve geliştirme çalışmalarında başarı getirecektir .
2003 yılında yapılan Tarihi Kentler Birliği İzmir Toplantısında; Bergama’nın tarihini özetleyen Belediye başkanı Akif Ersezgin;
“Akropol, Asklepion ve Bazilika olarak 3 önemli noktanın ele alındığını ve Bergama’nın turizmden payını alamadığını vurguladı . Sorunların başında bu önemli eserlerin giriş bölümlerinin kötü olduğunu, çevrelerinin düzgün olmadığını, aydınlatma, ulaşım ve güvenlik açısından olumsuzlukların altını çizdi. İçinde bir Roma Hamamı da bulunan bir eserin ve diğer bazılarının daha önceki imar planlarında farkedilmediğini ve yapılaşmaya izin verilen alanların içinde bu eserlerin kaldığını söyleyen Ersezgin; Koruma Planı ihalesi, Rölöve Restorasyon Bürosu’nun saptadığı 47 adet eser, Kuzey Turizm Projesi, Küplü Hamam, Domuz Hamamı gibi restorasyon çalışmaları gibi yaptıkları ve yapamadıkları çalışmalar hakkında bilgi vermiş ve
- Ören yeri gelirleri ören yerinin bulunduğu kentte kalmalıdır,
- Tarihi kentlere yerel yönetimlerce hazırlanacak projelere destek verilmelidir,
- Arkeolojik kazılarda Türk arkeologlar bulunmalı, standartlar saptanmalıdır,
- Merkeziyetçilikten yerelleşmeye geçilmelidir,
- Geçmişi ile iç içe yaşayan kentlerdeki kültür bilincinin güçlenmesi için eğitime önem verilmelidir.
Önerilerini geliştirmiştir.
Kültür Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Bayındırlık İskan Bakanlığı’na Belediyelere Önderlik yapmak ve tarihsel çevre korunması çalışmaları için eğitimi vermek gibi bir sorumluluk düşmektedir.
Bergama Belediyesi 16 Mart 2001 tarihinde Rölöve ve Restorasyon Bürosu’nu kurmuş ve “İnsanlığın Evrensel Kültür Mirası : Bergama Projesi” ni başlatmıştır. ÇEKÜL Vakfı önderliğinde başlatılan “Kuzey Turizm Projesi” kapsamında “tarih turizmini” canlandırmak hedeflenmiştir;
 2001 yılında, Bazilika Bölgesi’nde 21 evin röleve ve restorasyon projeleri hazırlanarak, cephe ve sokak sağlıklaştırma çalışmaları tamamlanmış ,
 Tarihi Bergama evlerini küçük pansiyon, motel, restoran ve eğlence yerlerine dönüştürerek turistleri ağırlamak hedeflenmiş,
 Nisan 2003 tarihinde Rölöve Restorasyon Bürosu tarafından hazırlanan ve Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen Bergama'da okuyan öğrencilere yaşadıkları kentin tarihini ve kültürel varlıklarını tanıtmayı amaçlayan “Kent Tarihi Dersleri” projesinde 5000 öğrenciye ulaşılmıştır .
 l İl Özel İdaresi desteği ile yıkılmaktan kurtarılan eski Kız Meslek Lisesi, Belediye kaynakları ile restore edilen Eski Belediye Binası, Arasta içerisinde bulunan Mescitaltı Mescidi, İl Özel İdaresi’nden Belediyeye aktarılan ödenek ile Tarihi Osmanlı Çarşısı Arasta’da bulunan Küplü Hamam, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ise çarşı içerisinde bulunan Tarihi Hacı Hekim Hamamı aslına uygun olarak restore edilmektedir. Yıl sonunda bitmesi planlanan restorasyonların ardından Hamam mekânları turistik hamam olarak hizmet verecektir.
 2006 yılında ise; Bergama Belediyesi’nin öncelikli hedefleri arasında. Rum evlerinin yoğunlukta olduğu Kale Mahallesi ile Tarihi Osmanlı Çarşısı Arasta’nın onarılmasıdır. Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürper, “Toplantı kapsamında Beypazarı’nın tamamı restore edilmiş binalardan oluşan ilçe merkezinde tarih ve kültür turizmi sayesinde gelirlerin tamamına yakınının turizminden sağlandığını bir kez daha gördük. Biz de şuan üzerinde yaşadığımız üç bin yıllık tarihe sahip, tarihte Bergama Krallığı ile yerini almış ilçemizde günümüze kadar gelebilmiş tarihi eserleri, tarihi mahalleleri ve çarşıları restore edip turizmin hizmetine sunarak ilçemizin ekonomik sıkıntılarına son verebileceğimiz yönünde yaptığımız çalışmaların ne denli doğru olduğunu bir kez daha gördük. Şuan bir taraftan tarihi mahallelerimizde alt yapı sorunlarını çözerken, bir yandan da 50- 60 yıl hiç girilmemiş sokaklara tarihi doku ile uygun bir şekilde granit taş ile yol yapıyoruz. Küplü Hamamın restorasyonu için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Projelerimize hız verip, bir dünya markası olan Bergama’nın tarih ve kültür turizmi sayesinde ekonomik sıkıntılarına son vermesini sağlayacağız” demiştir .
 Bergama’da turistik amaçlı 3 kamping alanı (9000 m2), 2500 kişiye hizmet verebilecek 12 lokanta, 15 adet turistik eşya satan mağaza, 3 adet turizm, 4 adet belediye belgeli otel (toplam 744 yatak kapasiteli), 8 adet pansiyon bulunmaktadır. Toplam yatak kapasitesi 1200 civarındadır.
Bütün bu çabalara rağmen, 2001 yılında Bergama’yı toplam 506. 515 kişi ziyaret etmiştir. Bu sayı artacak yerde 2005 yılında 434.242 ‘ye gerilemiştir (Tablo 1). 2001 yılı ören yerleri ve müze geliri toplam 1.4 Trilyon TL'dir. 2005 yılında ise 950.750 TL’ye gerilemiştir. Ayrıca, bu gelirin büyük bir bölümü de Kültür Bakanlığı’na gitmektedir. Ören yerleri ve müze gelirlerinden yerel idarelere ayrılan payın artırılması gerekmektedir.
TABLO 1 : 2001-2005 YILLARI ARASI BERGAMA’YA GELEN ZİYARETÇİ DAĞILIMI
Yıllar Yerli Turist Yabancı Turist Toplam Alınan Ücret (YTL)
2001 115440 391075 506515 1.411.460.00.-
2002 112716 269273 381989 1.470.875.00.-
2003 76022 222421 298443 923.114.00.-
2004 91527 287305 378832 954.312.00.-
2005 89417 344825 434242 950.750.00.-
Kaynak: Köseoğlu,İ., “Bergama’daki Tarihi Çevre ve Turizmin Özet Durumu”, Bergama Belediyesi, 2007.


III.2. BERGAMA İÇİN KÜLTÜREL TURİZM AMAÇLI TARİHSEL ÇEVRE KORUMA STRATEJİLERİ

Maddi ve manevi kültür varlıklarını ve onun doğal çevresini korumak ve geliştirmek, gelecek kuşaklara olabildiğince tam ve eksiksiz olarak aktarmak zorundayız. Ancak bunun uygulamadaki güçlüklerini de bilmek, gerçekçi çözümler getirmek açısından yararlı olacaktır.
Kültür ve doğa turizmine yönelik olarak “Sürdürülebilir Koruma” yı gerçekleştirmek büyük önem taşımaktadır. Aşağıdaki stratejiler Bergama’nın değerini uluslar arası alanda ortaya koyacak ve “Bilim, Sanat ve Kültür Kenti Bergama” yı yeniden hak ettiği konuma getirecektir.

STRATEJİ 1: KAYNAK SAĞLANMASI, TANITIM, SUNUM, KONAKLAMA OLANAKLARININ ARTTIRILMASI :

Sürekli, planlı, programlı ve projelere dayalı bir çalışma gerektiren kentsel koruma ve geliştirme uygulamalarında; ilgili merkezi yönetim (kamu) kurum ve kuruluşlarından (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Vakıflar Gn. Md., Çevre ve Orman Bakanlığı vb) Bergama Belediyesi’ne kaynak aktarılmalı ve koruma geliştirme amaçlı projeler desteklenmelidir. Kültürel turizm, koruma, sağlıklaştırma ve geliştirme konularına ağırlık veren Bergama Belediyesi İmar Programları ve “İnsanlığın Evrensel Kültür Mirası : Bergama Projesi”; ilgili Bakanlıklar ve Valiliklerce desteklenmeli ve uygulama için kaynak aktarılmalıdır.
Korunacak ve geliştirilecek alanlarda başlatılacak ve sürdürülecek eylemler için gerekli ilk finansman sağlandıktan sonra, bu alanlara verilmiş olan işlev, bu finansmanı geri döndürecek bir mekanizmaya bağlanmalıdır. Aksi taktirde, kaynakları sınırlı olan Bergama Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültürel amaçlı da olsa geri dönmeyecek tutarlar ödemesi, sınırlı kalması ya da hiç ödeyememesi gibi bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir.
ÇEKÜL Vakfı ve Tarihi Kentler Birliği ile günümüze kadar yapılan işbirliklerinin giderek geliştirilmesi de, Belediye’ye teknik ve parasal destek sağlamak için önemli bir kaynaktır. Bu kaynakların koruma amaçlı kullanılması, iyi planlanmış ve uygulamaya konmuş bir tanıtım ve gezi programı, günümüzde ve gelecek kuşaklar için korunması gerekli bu kültürel mirasa daha anlayışla ve bilinçle bakılmasını destekleyecektir. Tanıtıma yönelik hazırlanan WEB siteleri uluslar arası turizm piyasasında önemli bir başvuru olarak giderek gelişen bir sektördür. İlçeyi ziyaret eden tur şirketlerinin genel politikası sebebiyle Bergama’ya gelen turistler tur otobüsleriyle ören yerlerine gezdirilmekte, şehrin içerisinde kalmadan ve gece konaklamadan geri götürülmektedirler. Kent içerisindeki birçok sivil mimari örneği (tarihi değeri Kültür Bakanlığınca tescillenmiş olan) ve Anıtsal Yapılar (cami, havra, hamam, arasta, han gibi yapılar) turistler tarafından görülememektedir. Tescilli yapıların büyük yoğunlukta olduğu ve kentsel doku değerlerinden dolayı Kültür Bakanlığınca Kentsel+III. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiş bir bölge olan ve halk arasında “Kale Mahallesi” olarak bilinen bölgede turizme yönelik restoran/pansiyon/kafeler açılabilir. Turistlerin konaklayabilecekleri mekânlar yaratılabilir .

STRATEJİ 2: ENVANTER ÇALIŞMASI, KAÇAK YAPILAŞMALARIN ÖNLENMESİ VE DÜZENLİ KENTLEŞME ve ÇEVRE DÜZENLEMESİ :

Korumanın gerçekleşmesi, eserlerin bir bütün olarak kalmaları ve en iyi şekilde sergilenmelerini sağlamak için özel bir özen gösterilmelidir. Bu işlemlerin en önemlisi, arkeolojik alanlar içinde ve yakın çevresinde gecekondu işgalinin ve kaçak yapılaşmalarının önlenmesidir. Çirkin görünümlerin önlenmesine yönelik “Güzelleştirme (Beautification) Projeleri” hazırlanarak uygulanmalıdır.
Kentsel çevrenin korunması ve geliştirilmesi çalışmaları kapsamında; arkeolojik, tarihsel, mimari, görsel ve etnografik değerler taşıyan Bergama kenti, ölü müze alanları olarak değil, yaşayan ve içinde bulunduğu bölgenin turizm, kültürel, sosyal ve ekonomik gelişimine katkıda bulunan, sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilecek çevreler olarak korunması gereklidir. Bu nedenle sağlıklı bir envanter çalışması ile var olan analiz çalışmaları güncelleştirilmeli; geleneksel mimari özelliklerin yoğun olduğu, bozulmakta olduğu ve niteliğini yitirmiş alanlar saptanmalıdır. Bir kenti en iyi tanımlayan, akılda kalıcı olan mekanlar “Meydanlar” dır. Bergama’da da meydan tanımına uyan alanlar geliştirilmelidir. Kent mobilyası (bank, lamba, çöp kovası, çeşme) ve özel zemin kaplama malzemeleriyle bu mekanlar çok amaçlı kullanıma açık olarak tasarlanmalıdır.
Bergama Kent Merkezi’nde genel bir ulaşım\dolaşım düzenine bağlı olarak yaya dolaşımı, taşıt ulaşım sistemi, servis yolları ve otoparklar saptanmalı, yaya yolları ve yaya bölgeleri yaygınlaştırılmalıdır. Kaldırımların dükkân sahipleri tarafından işgali önlenmeli, lokanta, kafe vb kullanımlardan işgaliye alınmalıdır. Tabelalara standart getirilmeli, tarihsel\kültürel çevreye uygun estetik tabela tasarımları yapılarak eskileri ile değiştirilmelidir.

STRATEJİ 3: KORUMA AMAÇLI PLANLAMA VE PROJELENDİRME :

Çok katlı yapılaşmaların engellenmesi, siluet denetiminin yapılması büyük önem taşımaktadır. Tüm arkeolojik, doğal ve kentsel sit alanlarında olduğu gibi dokunun bozulmakta olduğu kesimlerde de “Koruma Amaçlı” planlama ve projelendirme çalışmaları ile öncelikli olarak önlemler alınmalıdır . Ülkemizde koruma amaçlı imar planları oldukça uzun süren onama sürecinden geçtikten sonra, diğer imar planları gibi kendi doğal sürecine terk edilmektedir. Ancak; korunması gerekli kent parçaları, planın uygulamaya “Aktif” olarak sokulamaması sonucunda kaçınılmaz olarak yıkım ve yok olma sürecine girmektedir. Bir kaç yıl sonra yeni saptama ve belgeleme çalışmaları yapılmaktadır. Planlar giderek güncelliğini yitirdiğinden, dışsal baskılarla yeni planlama çalışmaları yapılmakta ve geleneksel dokular zamanla yitirilmektedir. Ayrıca tescil listelerinden düşme, Bergama’da olduğu gibi sit sınırlarında değişiklik yapılması ve daraltılması da, bu süreci olumsuz etkileyen faktörlerdir. “Koruma Amaçlı İmar Planı” uygulaması, diğer kentsel alanların planları gibi zaman içine çok yayılmamalıdır. Aktif planlama, eylem planlaması, öncelikli alan planlaması, “Böl ve Yönet Modeli” gibi planlama ve uygulama süreci hakim olmalıdır .

STRATEJİ 4: ARKEOLOJİK SİT ALANLARININ PLANLANMASI, DÜZENLENMESİ, BAKIM VE ONARIMI:

Zaman ve insanoğlunun Bergama Arkeolojik ve Kentsel Sit Alanları’nda yapmış olduğu tahribat ve erozyon karmaşık bir sorun demeti yaratmaktadır. Isı değişimi, deprem, rüzgar ve su vb. doğal kuvvetlerin erozyonu yanı sıra, insanoğlunun yüzyıllardır oluşturduğu yağma ve tahribatlar, yöreye yerine konmayacak kayıplar vermiştir. Uluslararası platformlarda kabul edilmiş kazı, restorasyon ve koruma yöntemleri (Venedik Tüzüğü vd.) ile, doğanın arkeolojik sit alanları ve anıt eserler üzerinde yaptığı aşındırma geciktirilebilir. Arkeolojik Sit Alanında halen açıkta duran parçaların takviyesi, yerlere düşmüş olan kalıntıların korunması önem taşımaktadır. Arkeolojik kalıntıların korunması, üstlerinin hafif örtülerle örtülmesi, geçici depolama veya sergileme amacıyla yöreden alınması veya uygun olan yerlerde yapının özgün durumuna uygun olarak restorasyon ilkelerine bağlı olarak restore edilmesi gereklidir.Özgün yapılardan çeşitli nedenlerle yıkılarak dağılmış olan mimari yapı elemanlarının toplanarak yeniden bir araya getirilmesi, anastilosis uygulamaları Antik Kente bir bütünlük görüntüsü kazandırılacaktır. Bergama Arkeolojik Sit Alanları bütünü için bir “Arkeoloji Ana Planı” yapılmalı, çeşitli dönemlerde yapılmış kazı, sondaj, araştırma raporları bilimsel olarak bir araya getirilmelidir. Kentin “Rekonstrüksiyon Planı” yapılarak, Hellenistik ve Roma Dönemi kent dokusunun yayıldığı alanlar saptanmalı ve daha sonra arkeoloji, restorasyon, planlama, peyzaj ve kent mobilyası ilkeleri doğrultusunda detaylı plan ve projelendirmeleri yapılmalıdır
Bergama Arkeolojik sit Alanları dışında, kent içindeki yeni yapılaşmalarda temel kazılarının denetlenmesi, çıkabilecek her türlü bulgunun değerlendirilerek kentin Hellenistik ve Roma Dönemi Planının oluşturulması gereklidir. Bu tür çalışmaların ilki 1879 tarihinde Carl Human tarafından yapılmıştır. Daha gelişmiş haritalar olan ve Osmanlı kent dokusunun yayıldığı alanı gösteren 1/ 2500 ölçekli 1926 tarihli haritalar üzerinde saptanacak alan içindeki kazılarda müze denetimi yapılmalıdır. Hatta Kentin rekonstrüksiyon maketinin yapılması ve sergilenmesi kentin antik çağdaki görkemini daha da ortaya koyacaktır (Şekil 13).

ŞEKİL 13. BERGAMA REKONSTRÜKSİYON MAKETİ
Kaynak : http://www.kzu.ch/fach/as/gallerie/rare/ka/ka_images/pergamon/pergamon_rekonstr.jpg

STRATEJİ 5 : BAKIM, ONARIM VE RESTORASYON AMAÇLI TEKNİK VE PARASAL DESTEK MEKANİZMASININ OLUŞTURULMASI :

Koruma alanlarında, yapısını plan koşullarına uygun olarak onaran ya da yapısının çevresini düzenleyen özel mülk sahipleri desteklenmeli, bu kişilere proje ve parasal katkıda bulunulmalıdır. 5226 Sayılı Yasa’nın ilgili maddeleri işletilmelidir. Mülk sahibi bu uygulamayı belirli bir süre içinde yapmadığı taktirde, Belediye bu görevi üstlenmelidir.

Bütün yukarıdaki Strateji ve önerilerin gerçekleştirilebilmesi için Bergama Belediyesi’nin aktif çaba göstermesi yanı sıra, Bergama’da yaşayanların katkı ve katılımı da en önemli kaynaktır. Tarihsel çevrenin korunmasının, Bergamalı’nın yararına olduğuna halk inandırılmalı, tarihsel çevre bilinci ve kaygısı verilmesine ilişkin çalışmalar ilkokul çağından başlayarak yapılmalıdır.

Yerel örgütler (muhtarlık, sokak düzenleme örgütleri, anıtsal ve doğal güzellikleri sevenler dernekleri vb) aracılığıyla, etkin uygulamalar yapılabilir ve sürekli bakım sağlanabilir. Halkın planlama ve uygulama sürecine katılımı, sivil toplum örgütlerinin (dernekler, vakıflar, odalar vb) etkin desteğinin sağlanması ile demokratikleşmenin yaygınlaşacağı bir ortam da oluşabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder