Bu Blogda Ara

23 Şubat 2010 Salı

KENT ve SU

Su Kıyısı kentler ve Kentsel Tasarım

I. AMSTERDAM

1600’lerin başlarında bir su ve kanallar kenti olarak planlanmış Amsterdam kenti, insan-kent-su ilişkisinin en canlı ve sağlıklı olduğu bir dünya kentidir.



ŞEKİL 1. AMSTERDAM
Kaynak : http://www.davidruiz.eu/photoblog/images/20060530174958_amsterdam.jpg

İç içe geçmiş dairelerden oluşan Kent 17. ve 18. yüzyılların çok zangin cepheler içeren mimarisi ile günümüzde Avrupa’nın sanat ve kültür başkenti niteliğindedir.



ŞEKİL 2. AMSTERDAM’DA YOL VE KANAL SİSTEMİ
Kaynak : http://homepages.cwi.nl/~steven/amsterdam.gif


Planda görüldüğü gibi; su yolları ulaşımını otobüs, tramvay ve metro sistemleri tamamlamaktadır. Amsterdam’da 600’den fazla köprü bulunmaktadır. Kanallar üzerinde ulaşım (yaya-taşıt) köprüler ile yapılır.



Resim 1 : "Staalstraat" (Steel Street/Çelik Caddesi). Kloveniersburgwal üzerindeki Açılan Köprü
Kaynak : http://photos.im/gallery/ec07-03/EC07-03AA-106-WEB700.jpg



Resim 2 : 1648 Tarihli De Magerebrug (the Lean) veya Skinny Köprüsü
Kaynak :http://www.simplygroups.co.uk/images/Skinny%20Bridge%20LR1.JPG

Skinny Köprüsü Amstel Nehrini birleştiren birçok büyük köprüden biridir. Resim 2’de köprünün güneyinden çekilen bu fotoğrafta köprünün açılır mekanik bölümü görülmektedir.

Amsterdam’da kanalların iki kenarında mimari olarak çok zengin (Barok, Art Noveu, Modern) bir yapılaşma oluşmuştur.



Resim 3 : Keizersgracht Köprüsü ve Kanal Kenarı Mimari Örnekler


Resim 4 : Amsterdam Kanallar Üzerindeki Köprüler

Resim 4’de görüldüğü gibi nehir ve kanalların her iki kıyısında yaya ağırlıklı yollar ile bisiklet yolları kullanımı çok yaygındır.
Amsterdam’da İstasyon çevresi restore edilmiş ve “Coffee House” olarak kanalda motor turu yapanlara hizmet vermektedir. Kanal turu, turizmin en ilgi çekici noktalarındandır.
Kanal ve su yolları aynı zamanda ulaşım ve gezinti için idealdir. Yaya / taşıt trafiği su yolları ile bütünleşecek şekilde planlanmalıdır.
Su yolları sadece ulaşım/dolaşım için değil, yük nakliye amaçlı da kullanılmamakta, bunun için gerekli yanaşma, boşaltma olanakları sağlanmaktadır. Kanal derinliği sürekli dip taraması ile, belirli tonajlı gemilerin ulaşımına olanak sağlayacak şekilde tutulmaktadır.


ŞEKİL 3. 18.YY.DA AMSTERDAM
Kaynak : http://www.raremapsandbooks.com/index.php?main_page=product_info&products_id=3897



II. VENEDİK

Venedik, Amsterdam, Viyana gibi kentler daha çok yayalar için tasarlanmış kentlerdir.
Deniz ortasında adalar üzerine kurulmuş, kanallar ile ulaşım yapılan rüya şehirdir Venedik.
Yüzyıllardır su ile yaşamın içiçe olduğu; tarih,kültür ve sanat şehridir. Venedik; San Marco Meydanı’ndan başlayan ve Büyük Kanal (Canal Grande) ile kent içine dağılan bir su sistemine sahiptir. Kent içine araç sokulmamakta tamamen yaya, bisiklet ve su ulaşımını sağlamaktadır. Kanallarda gondollar, küçük tekne ve motorlarla ulaşım sağlanmaktadır.
Venedik’te de 400’den fazla köprü 114 farklı kanalı birleştirmektedir.



ŞEKİL 4. VENEDİK KENTİ HAVA FOTOĞRAFI
Kaynak : http://www.geoeye.com/CorpSite/gallery/detail.aspx?iid=113&gid=11

ROMA

2500 Yıllık tarihi ile bir dünya başkenti! Zengin bir tarih,kültür ve sanat şehri....
Kentleşme,mimarlık,sanat,kültür kökenleri bu kentte atılmıştır. Kent içinde akan Tiber (Tevere) nehri zengin kıyı kullanımı ve gemi şeklindeki adası ile Roma’ya pek çok şey katmıştır. Antik köprü ve eserler bugün bile ayaktadır. Tiber’in alüvyonları ile oluşmuş “Tiber Island” hastahanesi ile ünlüdür. Kıyı boyu perde ağaçlandırılması, yaya ve trafik köprüleri nehrin aktif olarak kullanımını sağlamaktadır. Nehir kıyısı boyunca yürüyüş yolları “promenad”lar yayalara zengin olanaklar sağlamaktadır.

Roma, arkeolojik ve tarihi eserleri ve Tiber nehri üzerindeki tarihi köprüler, su peyzajına sanatsal katkılarda bulunmaktadır. Nehir kıyısı tamamen denetim altına alınmıştır. Ana yaya aksları, havuz ve heykellerle süslü meydanları nehre bağlayan bir sistem oluşturulmuştur.


ŞEKİL 5. ROMA ve TİBER NEHRİ
Kaynak : http://www.tevereterno.it/wordpress/?page_id=868

BELÇİKA

Belçika ve Hollanda, insanın suya karşı savaşını ve onu kendi amaçları doğrultusunda kullanımın gerçek birer örneğidirler. Kuzey denizine doğru batak ve kumul alanlar kazanılarak, 80 millik bir alanda çeşitli kentler ve en önemli ithalat limanı olan Knokke ve Zeebrugge kurulmuştur.
Günümüzde Belçika, diğer birçok Avrupa ülkesi gibi kanal ve nehir sistemi ile donatılmıştır. Tarama ve dolgu yöntemleri ile kanal ve mendirek yapım teknolojisi doğaya karşı geliştirilmiş, doğanın vahşi su gücü yararlı hale getirilmiştir. Su yolları, otoyollar gibi kullanılmaktadır.
Kıyı kenarı düzenlemesi ve mendirek yapımında kullanılan beton bloklar ve kullanımı suya karşı kent ve toprakları korumaktadır.


ŞEKİL 6. ZEEBRUGGE ŞEHRİ
Kaynak: http://www.skyscrapercity.com/showthread.php?t=1326597

MOSKOVA

Sovyetler birliği başkenti Moskova,doğu bloğunda kent ve nehir ilişkisine iyi bir örnektir.
Radial plana göre gelişmiş kentin, merkez ve ana odak noktası “ Moskova” nehri olmuştur.
Kent kanallar çevresinde ve nehir boyunca gelişmiş ve nehir kentin en önemli ulaşım ve dinlenme mekânı olmuştur.
Kent merkezinden geçen “Moskva” nehri, köprüler ile bağlanmış, çeşitli rıhtım ve setlerle su sporları/ rekreasyona ve ulaşıma olanak sağlamıştır.
Açık alanlar ve yeşil alanlar sistemi, orman - park koruma kuşağından başlar ve kenti sürekli bir yeşil alanlar sistemi olarak keser nehir bu sistemin en önemli odak noktasıdır.
Wıntelsbacher krallarının 650 sene hüküm sürdüğü ve birbirinden güzel mimari eserlerle süslü bir “Bavyeral” kenti Münih “yaşamak ve yaşatmak”, Münihlilerin parolasıdır. Şenlikler, karnaval (fasching) kültür ve sanat olayları......
Bira bahçeleri İsar nehri kenarında yer alır. Englıicher Garten (İngiliz bahçesi) Deutsches Museum (Alman Müzesi) ve bir çok park/anıtsal yapı nehri süslememektedir.
Munih’te de nehir ve kentsel yeşil alanlar birbirini bütünlemektedir. Kent merkezi ile yeşil iç içe yaşar ulaşımda yaya / taşıt / tramvay / su sistemleri kullanılır.

PARİS

“PARİS BİR ŞENLİKTİR”. KÜLTÜR, SANAT, TİCARET KENTİ PARİTE SEN NEHRİ GECE VE GÜNDÜZ MERKEZ İŞLEVİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR.İKİ KIYIDA CAFELER, LOKANTALAR, PARKLAR VB.İLE SÜSLENMİŞ CANLI BİR KENTSEL NEHİRDİR.
PARİSTE SEN NEHRİ, ROMANTİZMİN VE AŞIKLARIN NEHRİDİR. AYNI ZAMANDA CANLI BİR YAŞAM VE TİCARET AKSIDIR. SEN NEHRİ BİR TARİH NEHRİDİR, ORTASINDAKİ ADADA NOTRE- DAME KİLİSESİ, ADALET SARAYI YER ALIR.KENT İLE YAYA, MEYDAN ULAŞIM İLİŞKİLERİ KURULMUŞTUR.MERKEZ NEHİR İLE HAVA VE NEFES ALMAKTADIR. NEHİR TURLARI, NEHİR KENARI SANAT OLAYLARI VE “CAFE” LER SEN NEHRİNİ PARİS YAŞANTISI İÇİNDE ÖNEMLİ BİR ODAK NOKTASI KILMAKTADIR.


THAMES NEHRİ İKİ KIYISINDA LONDRANIN EN ÖNEMLİ İDARİ, KÜLTÜREL VE TİCARİ YAPILARI YERALMAKTADIR.NEHİR LONDRA İÇİN BULUNMAZ BİR DİNLENME OLANAĞI SAĞLAMAKTADIR.NEHİR KIYILARI AYNI ZAMANDA SAKİN SESSİZ BİR YERLEŞİM İÇİN İDEALDİR.
“LONDON DOCKLANDS” PROJESİ, THAMES NEHRİ KENARINDA 2020 YILI İÇİN LONDRAYA YENİ BİR KENT MERKEZİ OLUŞTURMAYI AMAÇLAR.
THAMES DOKLARI, 1700’LERDEN GÜNÜMÜZE LONDRANIN EN ÖNEMLİ TİCARİ ULAŞIM BAĞLANTISI OLMUŞTUR.1955’LERE KADAR KULLANILAN DOKLAR, YENİ LİMANIN YAPILMASIYLA TERKEDİLMİŞ BİR ÇÖKÜNTÜ.ALANI HALİNE GELMİŞTİR.
“GREENLAND DOK”U LONDON DOCKLANDS DEVELOPMENT CORPORATION TARAFINDAN YENİ BİR KENT MERKEZİ OLARAK PLANLANMIŞTIR.
TİCARET,KÜLTÜR, KONUT FONKSİYONLARI SU İLE BÜTÜNLEŞECEK ŞEKİLDE YER ALACAKTIR.
SU VE YEŞİLİN BİR ARADA YERALDIĞI YAT LİMANI İLE BÜTÜNLEŞEN BİR TASARIM, YAYA AĞIRLIKLI VE SU ULAŞIMINA DAYALI BİR YERLEŞİM PLANI GERÇEKLEŞTİRİLİYOR.PLAN AMAÇLARI; ÇAĞDAŞ YAŞANABİLİR BİR KENTSEL ÇEVRE OLAN “GREENLAND DOCK”U PLAN MAKETİNİN THAMES NEHRİNDEN GÖRÜNÜŞÜ..
“CHARING CROSS”TAN “ISLE OF DOGS” A 20 DAKİKADA ULAŞIM ŞEHİR TRAFİĞİNDE MÜMKÜNMÜ?
KENT İÇİN YENİ BİR “SU ŞEHRİ” YARATILMAKTADIR.

LONDRA THAMES NEHRİ TAŞKIN ALANLARI

NEHİRLER HERZAMAN İNSANLARA KARŞI DOST OLMAMIŞLARDIR.ZAMAN ZAMAN BÜYÜK FELAKETLERE NEDEN OLAN SEL, TAŞKIN GİBİ AFETLER GÖRÜLMEKTEDİR.
KENTLERİ KORUMAK İÇİN PEK ÇOK ÖNLEM ALINABİLİR.BARAJLAR, SETLER,DRENAJ KANALLARI, KİLİT SİSTEMLERİ, TAŞKIN SETLERİ GİBİ.
LONDRA THAMES BARRIER’I MODERN TEKNOLOJİNİN ESERİ OLARAK KENTİ KORUMAKTA, NEHİR SUYUNU DENETİM ALTINA ALARAK, ÇEVRESİNDE EMNİYETLİ BİR YAŞAMA İZİN VERMEKTEDİR.
BU BÖLÜM “ NOSTALJİK” DEĞİL, GEÇMİŞTEN ALINACAK DERSLERİ GÖSTEREN “GERÇEKÇİ” BİR ANLAYIŞLA HAZIRLANMIŞTIR.
İNSAN TARİHTEN DERS ALMALIDIR.YIKIP YOKETTİKLERİMİZİ BİLMELİ PLAN VE UYGULAMALARDA BUNU “ONARACAK” ŞEKİLDE DAVRANMALIYIZ.
BELEDİYELER, KAMU “ÇEVRE DUYARLILIĞI”NI HALKA YAYMADA EN ETKİLİ KURULUŞLAR OLMALIDIR.

İSTANBUL

YANLIŞ VE ÇİRKİN YAPILAŞMA KANALİZASYON SİSTEMİ VE ARITMANIN BULUNMAYIŞI, SANAYİ GİBİ DİĞER ÇEVRE KİRLETİCİ KULLANIMLARIN SU ÇEVRESİNDE BULUNMASI; EREZYONA ENGEL OLACAK TEDBİRLERİN ALINMAMASI HERŞEYDEN ÖNCE SUYA MADDİ ÇIKAR KAYGISI İLE YAKLAŞILMASI, AKARSU VE DENİZLER İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKELERDİR.DOĞA YOK OLURKEN İNSANI BERABERİNDE YOKETMEKTEDİR.

KÜÇÜKSU

18-19 YY’DA İSTANBUL KAĞITHANE VE KÜÇÜKSU DERELERİ, MESİRE YERLERİ OLARAK ÜNLÜ LALE DEVRİNE SAHNE OLMUŞLARDIR. SU MOTİFİ BU DÖNEMDE ZENGİN VE BÜYÜK ÖLÇÜDE KULLANILMIŞ, ÜZERİNE ŞELALE, KÖŞK, KASR, ÇEŞMELER İNŞA EDİLMİŞTİR.


KAĞITHANE

KAĞITHANE DERESİ 28 M. GENİŞLİK VE 1100 M. UZUNLUKTA BİR KANAL BİÇİMİNE SOKULARAK ÜZERİNDE TÜRK MİMARI TARZI İLE ÇEŞİTLİ YAPILAR İNŞA EDİLMİŞTİR.

PROF. SEDAT H. ELDEM’E GÖRE, SADABAD VE ÇAĞLAYANLAR HİÇBİR YABANCI ETKİ ALTINDA KALMADAN, TAMAMEN TÜRK GELENEK, ÜSLUP VE ZEVKİ İLE İNŞA EDİLMİŞTİR. İLK KURULUŞ, III. AHMET ZAMANI (1723) OLMUŞ, NEDİM ÜNLÜ “KASİDE DER VASFI SADABAD” INI BU DEVİRDE YAZMIŞTIR.
DERENİN SULARI “ ÇADIR KÖŞKÜ” ÖNÜNDE, KANAL İÇİNE İNŞA EDİLMİŞ İKİ BEND ÜZERİNDEN AKARAK ÇAĞLAYANLAR OLUŞTURUR.BÜYÜK BİR HAVUZDA TOPLANIR.BUNU SAĞLAMAK AMACIYLA BİR ÇOK SU YOLLARI, GALERİ, HAZNELER İNŞA EDİLMİŞTİR.ANCAK BAKIMSIZLIKTAN KISMEN YOKOLMUŞTUR.

II. MAHMUD ZAMANINDA (1806-1816) SADABAD SARAYI YENİLENMİŞ KÖŞK. KASR VE KAMERİYELER İNŞA EDİLMİŞ, TÜRK BAHÇESİ YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR.
TÜRKLERDE, SU VE YEŞİLİN BİRARADA ZENGİN BİR ŞEKİLDE KULLANILMASINA EN İYİ ÖRNEK SA’DABADDIR. MİMARİ SU VE YEŞİL PEYZAJ İLE MÜKEMMEL OLARAK BÜTÜNLEŞMİŞTİR.
SULTAN ABDÜLAZİZ 1862 –1863 YILLARINDA SA’DABAD’I YENİDEN İNŞA ETTİRMİŞTİR. ÇAĞLAYAN KASRI ADI İLE ANILMAKTADIR.BİNANIN YARISI DOĞRUDAN DOĞRUYA SUYUN ÜZERİNE OTURUR.
İSTANBUL BOĞAZİÇİNDEKİ PEKÇOK YALIYI ANDIRAN ÇAĞLAYAN KASRI, AKARSI KULLANIMI, DOĞA VE YEŞİLE SAYGININ BİR ÜRÜNÜYDÜ... MİMARİ CEPHE KARAKTERİ VE ORANLARI İNSAN ÖLÇEĞİNİ AŞMAMIŞ, ÇEVRE İLE UYUMLU OLMUŞTUR.
KAYIKLARLA GELİNEN VE ATLARLA GEZİ YAPILAN MESİRE YERLERİ VE KÖŞKLER, DEVRİN DİNLENME VE EĞLENCE ANLAYIŞINA UYGUN TASARLANMIŞLARDIR.
İSTANBUL, BOĞAZİÇİ HALİÇ,DERE VE AKARSULARI İLE YÜZYILLARCA İÇİÇE, BARIŞ VE UYUM İÇİNDE YAŞAMIŞ, DOĞA TAHRİP EDİLMEDEN, TEMİZ VE BAKIMLI TUTULMUŞTUR. ANCAK, 1950 SONRASI AŞIRI KENTLEŞME PEKÇOK ŞEYİ YOKETMİŞTİR.
İSTANBUL, YALI VE KÖŞLERİ YANIP YIKILMIŞ, YERİNİ BETON BLOKLAR ALMIŞ, DENİZ, AKARSU, HAVA KİRLENMİŞTİR.HALİÇ VE KAĞITHANE DOLMUŞ.” ALTIN BOYNUZ” YOKOLMUŞTUR.BUNLARIN ESKİ HALLERİNİ ALMALARI PEK GÜÇ VE MASRAFLIDIR.ANCAK,İMKANSIZ DEĞİLDİR... ELİMİZDE SON KALAN DOĞA PARÇALARINI ÇOK DUYARLI VE PLANLI YAKLAŞIMLARLA KORUMAK VE DEĞERLENDİRMEK GEREK.BİLİNÇLİ DOĞA KORUMAK, İNSANI KORUMAK DEMEKTİR.İNSAN DOĞANIN BİR PARÇASIDIR.UYUM İÇİNDE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİ, ONAKATKIDA BULUNMALIDIR.DOĞAK KAYNAKLARIN BİLİNÇLİ KULLANIMI, PLANLI PLANLI BİR YAKLAŞIM İLE MÜMKÜNDÜR.ANCAK, PLAN VE UYGULAMALARIN ÇOK DİKKATLİ,SU YEŞİLİ KORUYACAK ŞEKİLDE YAPILMASI GEREKİR.
AĞAÇ KESİMİ BETONLAŞMA DOĞAL YAPININ BOZULMASINA NEDEN OLMAKTADIR. SU KİRLENMESİ,KOKUŞMA VE BALIKÇILIĞIN ÖLÜMÜ DEMEKTİR.PLAN VE UYGULAMA, KORUMAYA YÖNELİK, DOĞAYI DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK OLURSA GELECEK KUŞAKLARDA BU GÜZELLİKLERDEN YARARLANABİLİR.
KENT VE YERLEŞİMLER DOĞANIN KALDIRABİLECEĞİNDEN FAZLA, AŞIRI NÜFUS YIĞILMALARINA SAHNE OLDUKLARI ZAMAN “ ÇEVRE SORUNLARI” ORTAYA ÇIKMAKTADIR. SU,TOPRAK, HAVA KİRLENMESİ, BETONLASMA, TARİHİ VE DOĞAL YAPININ YOKOLMASI... AŞIRI YOĞUNLAŞMAYA ENGEL OLACAK, DÜŞÜK YOĞUNLUKLU BİR KENTLEŞME DOĞAL VE TARİHİ ÇEVRENİN KORUNABİLMESİNE OLANAK VERİR.
KÜÇÜKSU MESİRESİ, ROMA, BİZANS, OSMANLI DÖNEMLERİNDE BİNLERCE YIL YAŞAMIŞ, GEZİNTİ, PİKNİK, EĞLENCE YERİDİR. TARİHÇİ HAMMER” KÜÇÜKSU, VİYANA’NIN CENNET GİBİ KAHLENBERG ETEKLERİNDEN ÇOK DAHA GENİŞ VE GÜZELDİR DİYEREK TARİHÇİLİĞİ BIRAKIP ŞAİRLİK ETMİŞTİR. DÜNÜN İSTANBULU, DOĞA AŞKI, İNSANCILIĞI VE MEDENİYETİ İLE DÜNYAYA ÖRNEK OLMUŞTU.
ÇEVRE, DOĞAL VE TARİHİ ÇEVRE BİR BÜTÜNDÜR. BİZLER DÜNYANIN HAKİMİ DEĞİLİZ, ATALARIMIZDAN KALMADI, ÇOCUKLARIMIZDAN, TORUNLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK... ONU GELECEĞE DAHA GÜZEL, YAŞANABİLİR BIRAKMAK GEREK.. ELBİRLİĞİYLE...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder